14. Bölüm |Birimlerin Nefreti|

89.8K 3.5K 143
                                    

Yeni bölüm geldi ! :) Buyrun okumaya.

****************
Müdürenin koyu renkler hakim olduğu odasına giriş yaparken müdüre çoktan odadaki koltuğuna oturmuş elindeki bir kaç defteri inceliyordu.

Bakışlarını üzerimde gezdirmeden "Parmaklarından birini feda etmeye ne dersin ?" diye sordu.Ciddi ses tonundan dolayı kaşlarımı çattım.
"Bence abartmayın." diye söylenirken Çınar'ın buna izin vermeyeceğini düşünüyordum.Onu aklımdan atamadığım için ve ne olursa olsun beni koruyacağını düşündüğüm için kendimden nefret etmiştim.Bu adam sayesinde buradaydım.

"O zaman saçlarını feda et ?" diye sordu."Hepsini.Köküne kadar ?" Bunu derken sırıtmıştı.Bende sırıttım."İlla bir şeyimi feda etmem şart mı ?" diye sorarken arsız bir şekilde gülmemin nedenini bilmiyordum.

Koyu kahverengi masasına bir kolunu koydu.Ela gözlerini üzerimde gezdirirken "Bu ciddi bir suç.Buradaki birimlerin hepsini bana düşman ediyordun.Bir şeyleri feda etmelisin." derken yüzü ifadesiz halini aldı.

"Böyle bir ceza alırsam bence o çok sevdiğiniz oğlunuz ile aranız açılacak." derken ukala tavrım hoşuma gitmedi ama müdüre sanırım böyle konuşmaktan anlıyordu.

Müdüre kaşlarını çattı.Ellerini turuncu saçlarının kıvrımlarında gezidirirken "Buradaki insanların ne tür cezalar aldığını bir bilsen kendini o kadar şanslı hissedersin ki..." dediğinde koyu kırmızı koltuğundan kalktı.

Bana doğru ilerledi ve "Pekala,o zaman cezanı fiziksel değilde ruhsal bir şekilde almaya ne dersin ?" diye sordu.

Tek kaşımı kaldırdım.Tam önümde durdu.Hemen hemen onunla aynı boydaydım ama o biraz daha uzundu.Krem rengi pantolonunun ceplerine ellerini koydu ve "Babanın nasıl biri olduğunu biliyor musun Duru Deniz ?" diye sorarken sesindeki öfkeyi tadabiliyordum.

Kaşlarımı çattım.Kollarımı kahverengi tişörtümün önünde birleştirdikten sonra "Babamı nasıl olur da tanıyabilirsin ?" diye sordum.Sonra dudağımı sinirle,bir damla üzüntünün de olduğu duygu birikintisiyle dişledim."Daha ben bile tanımıyorum." diyebildim.

"Baban bir kızı olduğunu öğrendiği gün anneni terk etti.O kız sensin Duru.Annen bu yüzden senden nefret ediyor." diye fısıldadı.Yüz ifadesinde sinsi bir hal vardı.Derin bir nefes aldım.Dediklerini ciddiye almamak için zihnimde büyük bir savaş vermeye başladım.

"Sana inanmıyorum." derken o odadan çıkmak istedim.Kahretsin ! Biraz daha dinlemeliydim.Babam hakkında olan her cümlesini merak ediyordum.

"Devam et." dedim.Kendimi gerçekten kötü hissediyordum.

"Baban sana bir mektup bıraktı Duru.Mektupta ne yazdığını görmek ister misin ? Biraz üzüleceğin bir mektup olacak ama..." dediğinde geriye doğru adımlar attım.

"Ceza bu muydu ? O kadar da kötü değilmiş." diye mırıldandım ve müdürenin bir şey söylemesine izin vermeden odadan çıktım.Kırmızı halılı koridorda ilerledim ve tam daireme çıkmak için merdivenleri çıkacakken vazgeçtim.Çınar'ı görmem gerekiyordu.

Merdivenleri indim.Giriş katına vardığımda Çınar'ı orada bulamadım.Ezel'in kızı da ortalıkda görünmüyordu.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin