2. Sezon - 13. Bölüm |Arzular|

56.5K 1.8K 208
                                    


***********************

"Kahretsin! Kızılkaya geliyor."

Üzerimdeki kollarımı sabitlemeye çalışan güçlü eller, bu panik içindeki ses ile beraber hızla benden ayrılmıştı. Titremelerim devam ederken "Baba...neden beni Çınar gibi koruyamıyorsun? Neden Çınar'dan başka sığınacak kimsem olmuyorsun?" diye mırıldandım. Gözlerim baygın bir şekilde açıktı ve soğuk zeminde öylece titriyordum. Derin derin nefesler almaya çalışıyor, başaramıyordum. Bu yüzden de ağzımı aralayıp ordan nefes almaya karar vermiştim.

İçerisi tamamen panik duygusuyla kaplanmıştı. Kalın erkek seslerinden pek bir şey anlayamasam da Çağrı'nın bu panikten yararlanarak kaçtığını görmüştüm. Fakat adamlar kaçamazdı. Çünkü Çınar geliyordu ve anladığım kadarıyla ondan korkuyorlardı.

"Ne yapacağız lan?" diye bağırdı içlerinden biri. Bu daha çok bir soru değil, azarlama şekliydi.

Kısa süre içinde vücudumu istemsizce tırmalamaya başlamıştım. Bacaklarım hala titriyordu. Ellerim ise suratımı çizmek ve saçlarımı çekmekle meşguldü. Ben...ben kendinden nefret eden bu yanımı tanıyordum. Ben zihnimde hep bir yerlerde kendimden nefret ediyordum. Ben, iyi bir aileyi hak etmediğimi düşünüp kendimden nefret ediyordum. Ben, herkes bir başkalarıyla iletişim halindeyken benim neredeyse kimsem olmamasından dolayı kendimden nefret ediyordum. Ben, annemle babamın ayrılık sebebi olduğum için kendimden nefret ediyordum. Ben, etrafımdakiler benden nefret ettikçe de zihnimde bir yerlerde hep kendimden nefret ediyordum.

"Çınar'ı kızla tehdit edelim?" diye bir fikir ortaya atıldı.

"Saçmalama. Ölüm fermanımı hazırlamak istemiyorum. Kıza dokunma!" dedi. Son gördüğüm şey ise Çınar'ın silüetiydi.

***************
"Şu lanet ambulans nerde kaldı?" diye bir ses duydum. Gözlerimi açamıyordum ama yüzümü ferah kokulu birinin göğsüne yaslamıştım.

"Baba, annemi ve beni neden terkettin?" dedim kısık sesle. Gözyaşlarım yanaklarımı sırılsıklam etmişti. Ve güçlü bir el başımı okşuyordu.

"Ben iyi bir evlat olabilirdim." diye devam ettim.

"Zaten öylesin güzelim."

Bu Çınar'ın sesiydi.

"Çınar...affet beni ama şu an başımı göğsüne yasladığım adamın babam olmasını isterdim. Özür dilerim."

Ferah koku zihnime iyice dağılıyordu. Titremelerim ise neredeyse durmuştu.

"Özür dilenecek bir durum yok güzelim. Seni az çok anlayabiliyorum. Sen bana güzel bir anne oldun, belki ben de sana..."

Cümlesini bitirmeden gözlerimi sonunda açabildiğimde onun güzel lacivert gözleri, gözlerimi karşıladı. Dağınık saçları alnına tutam tutam düşmüştü. Çenesinde sakallarının tam olarak gizleyemediği bir kızarıklık vardı. Etrafta ise baygın duran, yüzleri aşırı kan nedeniyle seçilemeyen dört kişi vardı. Beşincisi kaçmış olmalıydı. Bay Çivi, kesinlikle gücünden korkulacak biriydi. Yeşil gözlerim, tekrar onun lacivertliğinde yerini alırken "Belki sen de bana bir baba olabilirsin." diyerek cümlesini ben devam ettirdim.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin