19. Bölüm |Rüya Zamanı|

86K 3K 76
                                    

Keyifli okumalar Açelyalılarım! :)

*****************

"Çınar, sence de her şey fazla mükemmel gitmiyor mu?"

"Bize yakışan da bu sevgilim." diyerek dudaklarıma uzanırken onu hafifçe ittim. Lacivert gözleri bu yaptığıma anlam veremeyen bir şekilde baktı.

"Müdire, Ezel ve Sahra. Sence de onların bizi şimdiye kadar çoktan bulmaları gerekmiyor muydu?"

Alnıma hafif bir tokat attı. "Aklında ne var?" diye sordu.

"Plan yapıyorlar." diye fısıldadım. Güzel bir  kahvaltı için otelin restoranındaydık ve sanki müdire Ezel ve Sahra üçlüsü masaların altında bizi dinliyorlardı. Belki de ben artık bilgisayardan film izleme alışkanlığımı bırakmalıydım. Yine de Çınar'ın ben filme odaklanmışken yanağıma öpücük kondurup oturduğum yatağa uzanması ve beni kollarının arasına alması mükemmel hissettiriyordu ve sırf bu yüzden film izleme alışkanlığım güçlü bir nedene sahip oluyordu.

"Plan mı? Olabilir." diye mırıldandı. Sonra da kahvesini yudumlamaya başladı.

Gözlerimi devirdim. "Bir fikrin yok mu?" derken tabağımdaki peynir dilimlerine baktım. Her çeşit peyniri yiyemezdim, sadece bir kaç çeşidini yiyebiliyordum. Bu tabağıma aldığım peynirlerin de çoğunu yiyememiştim. Giriş binasının kantin katındaki o nefis hamburgerlerin yerini şimdilik bir şey doldurmuyordu.

"Umrumda değil Duru. Hiç bir şey senin kadar umrumda değil ve sen o güzel gözlerinle bana bakarken plan yapamıyorum. Yapmam da."

Hafifçe gülümsedim. Bu dediği hoşuma gitmişti. "Açelya'ya gelme sebebim hayatta kalabilmek için gerekli ihtiyaçlardan ücretsiz olarak yararlanabilmemdi. Başıma o kadar çok şey geldi ki. Üstelik hala yeni gelmişim gibi hissediyorum. Yine de şüphem yok ki sen başıma gelen en güzel şeysin." duraksadım. Çınar'ın lacivert gözlerine düşüncelerimi tutsak ederken o yüzümün asıldığını anlamıştı.

"Peki ya başına gelen en kötü şey?" diye sordu.

"Birini öldürmek, sırf hayatta kalabilmek için. Sevmediğim şu lanet hayatım o adam beni öldürmeye kalkıştığında bana garip bir şekilde iyi gelmeye başladı. Yine de suçluluk duygusu peşimi bir türlü bırakmıyor."

Çınar'ın ağzından dökülecek sözlere odaklanmayı planlıyordum ama uzun bir süre cevap vermemesi, cevap vermeyeceği anlamına geliyordu. Sadece bakıyordu işte. Bir an masada sessizce ritim tutturan elimi tuttu. Ve yine bir şey demedi. Kelimelerin yetersiz kalacağının o da farkındaydı. Bununla ilgili hiçbir şey demeyeceğini düşünürken "Birini öldürmekten daha kötü ne var biliyor musun? Birilerini öldürmek. Ama daha da kötüsünü soracak olursan kendini yaşarken öldürmek bana göre çok daha kötü." dedi.

Elimi Çınar'ın sıcak ve huzur veren elinden çekerken "Yine de günahlarımın senden daha az olduğuna eminim." diye mırıldandım.

"Haklısın. Büyük ihtimal öyledir." Duraksadı. Gözlerimin tam içine bakarken bende onun suratını inceliyordum. Ah, bu surata ömrümün sonuna kadar bakabilirdim.  "Ve sen bu günahkârın yanındasın." dedi.

"Evet öyleyim. Yine de ne kadar kötü bir adam olursan ol, sevdiğin birine zarar veremezsin. En azından benim okuduğum çoğu kitapta bu böyleydi."

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin