FİNAL/ 2. Part

28.4K 1.7K 1.6K
                                    

Huzursuzca kıpırdandım. Uzun soluklu gecemizin ardından Aybars, kendini nefes nefese göğsüme düşürmüştü. Bedeni altında ezilen bedenimi kurtarmak için "Benim, senin göğsüne sığınmam daha doğru değil mi?" Soruma karşılık olarak "Benim göğsüm senin göğsün kadar güvenli değil." Demişti.

O anda güvensizliğimizi yarıştırmak için bir çaba harcayamayacak kadar yorgundum ama şimdi huzursuz halimden anlayabiliyordum, haklılık payı oldukça yüksekti.

Sessiz olmaya özen gösteren adımlarla yataktan ayrıldım. Her zaman önce uyanan o olurdu. Kıkırdadım, bu kadar yorgun düşmesi komikti.

Adımlarım banyodan önce giyinme odasına yöneldi. Tahminimce ben banyodan çıkana kadar uyanmış olurdu. Beni çıplak görmesini istemiyordum. Artık ondan utanmıyordum artık her saniyemi onunla sevişerek geçirmek istiyordum ve şu anda kasıklarıma her adımda giren ağrılar birkaç gün boyunca çıplaklığımı ondan uzak tutmamı söylüyordu.

Üzerime giyeceğim kıyafetleri seçerken bakışlarım yazlık kıyafetlerimin bulunduğu rafa yöneldi.

Gebelik testi hâlâ orada gizliydi ve ben, muhtemelen yakalanacaktım. İyi gizlenirdim aslında ama Aybars'n keskin görüşlü bir avcı olduğunuda yok sayamazdım... Üzerimde yeterince yük varken bir de bu testin ağırlığını taşımak istemedim. Test kitini gizli yerinden çıkararak aldığım kıyafetlerimin altına gizledim. Adımlarım banyoyu buldu. Kapıyı kilitleyerek kıyafetlerimin arasına gizlediğim gebelik testini elime aldım. Büyük ihtimalle sonuç negatif çıkacaktı ama Bahar'ın sözlerinin ardından içime ister istemez bir huzursuzluk düşmüştü. Gergin bedenim, test kitinin yarattığı huzursuzluk içinde daha da geriliyordu. Sanırım önce duş almam daha doğru olurdu.

Sıkıntılı bir soluk vererek avuçlarım arasında canlı bomba niteliği taşıyan test kitini bu kez banyo dolabındaki havluların arasına sıkıştırdım. Parmaklarım gerginlikle üzerimdeki gömleğin iliklediğim tek düğmesini buldu. Ara ara kasıklarımı yoklayan ağrılar, aceleci davranıp bir an önce sıcak suyla buluşmamı haykırıyordu.

İtaatkar bedenim sıcak su ile kucaklaştı. Tüm kirimi emanet ettim, üzerimden kayıp giden sıcak suya. Dakikalar sonra su ile temasını kesen çıplak bedenimi, buhar tutan aynanın önüne sürükledim. Adımlarımın tam olarak tabiri buydu; sürüklenme. Duş bitmiş, sıra testi yapmaya gelmişti. Asla aceleye gerek görmeden üzerimdeki bornozdan kurtuldum. Parmaklarım kıyafetlerime uzandı.

Bondi mavisi, dizlerimin hemen üzerinde biten kalem etek ve bisiklet yaka crop top takımı seçmiştim. Esin kaynağım asla Sarışın'ın sürekli crop tercih etmesi değildi.

Kıyafetlerimi üzerime giyerek nemini aldığım saçlarımı gevşek bir örgüyle sırtıma düşürdüm. Tedirgin adımlarım banyonun kapısını buldu. Aybars'ın tam test esnasında beni yakalamasını istemiyordum. Araladığım kapıdan odanın içini gözetledim. Kucağından çıkmamın ardından yüzü koyun dönmüş halde yatağın içinde uyuyordu. Üzerindeki örtü beline doğru toplanmış bir ucu da kalçasını örtüyordu. Başını gömdüğü yastığa kollarını sıkıca sarmasının etkisiyle omuzları oldukça gergindi. Bir bacağını boylu boyunca uzatmış diğer bacağını dizinden kırarak yukarıya doğru çekmişti. Eğer bacağını biraz daha yukarıya çekmek için kıpırdanırsa diye kalçasına düşen örtü, manzarasını ortaya sermek için hevesle bekliyordu.

Koşup üzerine atlasaydım, kızar mıydı?

Derin bir iç çekişle kapıyı kapatmak için harekete geçtiğimde, telefonumdan yükselen zil sesiyle duraksadım. Hemen Aybars'ın başucundaki komodine bıraktığım çantamın içinde, ısrarla çalıyordu. Göz devirdim, eğer telefonu yanıtsız bırakırsam Aybars'ın birkaç saniye içinde duvarda patlatacağına emindim. Bunu, başını sürttüğü yastıktan yükselen homurdanmasından anlayabiliyordum.

ONA İNANMA Where stories live. Discover now