4. Bölüm "DAVETSİZ MİSAFİR"

165K 5.5K 1.4K
                                    

4

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

4. Bölüm "DAVETSİZ MİSAFİR"

🎼

Huzurlu bir uyku ile geçen gecemin ardından, arsızca odamın içerisine süzülen gün ışıkları ile birlikte yüzümü buruşturdum. Günümün kötü geçeceği düşüncesini zihnime yerleştirmek için uğraş veren ışıklara karşı mücadelem oldukça zayıftı. Dudaklarım arasından dökülen huzursuz iniltiler eşliğinde gözlerimi araladım.

Yastığımın üzerine dağılmış saç tutamlarımı, komodinin üzerine bıraktığım saç lastiğimle üstün körü toplayarak sıcacık yatağımdan oturdum. Uyandığım ilk anda hayatımı sorgulamak alışkanlığım olmuştu sanırım. Birkaç saniye başım öne eğik, gözlerim boşlukta çizilen görüntülere takılı kaldı.

"Neyi sorguluyorsan," diye mırıldandım kendi kendime.

Başımı iki yana sallayarak düştüğüm buhrandan kurtardım gözlerimi. Yatağın kenarından yavaşça kalkarak yerde sürüklediğim adımlarımı banyoya yönelttim.

Yastık izinin kazındığı yüzüm uyku için beş dakika daha diye yalvarıyordu adeta. Bu hâlimden kurtulmak adına avuçlarım arasına doldurduğum buz gibi suyu sertçe yüzüme çarptım.

Sanırım artık daha iyiydim. Yani yüzüm saniyeler içinde soğuk suyun gazabına uğrayarak kızarsa da uykumdan geriye tek bir iz kalmamıştı.

Adımlarımı yeniden odama yönelttim. Tahminimce Bahar, birkaç saat içinde evden ayrılırdı. Benim aksime onun çalışabileceği bir işi vardı. Büyük bir tekstil fabrikasında çalışsa da yanında benim için küçücük bir iş dahi bulamazdı. Aslında ilk başlarda çok umutluydu. Benden önce birkaç arkadaşını yanına aldırmıştı ama konu ben olunca memleketteki tüm işler suyunu çekiyordu. Hatta Bahar bunu dalga vurarak arada şakayla karışık "Kızım sen cenabet misin?" Der dururdu.

"Deli," diye mırıldandım. Kulaklarımda çınlayan o ses tonuna gülümserken.

Giysi dolabımın önünde istemsizce kıkırdarken aynı zamanda da gözüme kestirdiği kıyafetleri kucakladım. Sade triko bir kazak ve siyah bir tayt sanırım hem evde, hem de dışarıda iş aramak için uygun olurdu.

Üzerimi giydikten hemen sonra çıplak ayaklarımın yerde bıraktığı tiz ses ile birlikte Bahar'ın kaldığı odaya ilerleyerek kapının önünde durdum. Fazla ses çıkarmamaya özen göstererek usulca kapıyı araladım. Hâlâ yatağın ortasında, saçı başı dağınık bir halde uyuyan Bahar'ı görünce yüzüme geniş bir gülümseme yayıldı. Sanırım ben kahvaltıyı hazırlayana kadar biraz daha uyuyabilirdi. Daha sonra bu keyfinin acısını çıkarırdım nasıl olsa.

ONA İNANMA Where stories live. Discover now