62. Bölüm "SADECE BİZ"

71.3K 2.9K 3.3K
                                    

62. Bölüm "SADECE BİZ"

🎼

Bir bulutun üzerindeydim. Yumuşacık, sıcak ama bir o kadar da tehlikeli. Sağ yanımdan sol yanıma dönersem baş aşağı düşecek gibiydim. Dudaklarımın ucunu yukarıya doğru kıvırdım. Düşmeliydim. Düşmeli, büyümeliydim.

Hafifçe kıpırdandım. Sağ yanımdan yavaşça sol yanıma döndüm ve düştüm.

Onun kalbine...

Kalp atışlarını duyabiliyordum. Yanağımın hemen altında, üzerine serili saçlarımın ardında çırpınıyordu kalbi. Her bir kalp atım sesi kulaklarımda çınlıyordu. Çılgınca bir huzur yayan sesle ruhumu okşuyordu.

Yanağımı hafifçe göğsüne sürttüm. Kalp atışları hızlandı, gülümsedim.

"Günaydın." Diye fısıldadı. "Günaydın güzel kadın."

Elimi havalandırarak göğsünün üzerine düşürdüm. Parmaklarım hızlıca onun sıcaklığı ile sarmalandı. Saç diplerim aynı sıcaklığı taşıyan nefesi ile ısındı. Dudakları, yangınını dindirmek için saç diplerime baskı yaptı.

Şimdi ikimizin kalbi de amansız bir çırpınışa girmişti.

"Günaydın." Diye mırıldandım. "Günaydın, güzel adam."

Kalbi, tek atımlık bir süre boyunca durdu. Saç diplerimi yakan nefesinin ateşi dindi. Göğsü, içine çektiği derin bir nefesle havalandı, bedeni kasıldı.

Yanağımı yeniden göğsüne sürttüm. "Nefes al." Kıkırdadım. "Böyle ölürsen bunu kimseye açıklayamam."

Saç diplerim yanmaya başlarken bedeni hafifçe sarsıldı. "Açıklamana gerek yok." Sesi öylesine dingindi ki açıklama sunmadan ölüm sebebiydi.

"Bana öldü, sözünü tuttu dersin."

İç içe geçmiş kirpiklerimi yavaşça araladım.
"Ne sözü?"

Avuç içini, göğsünün üzerine yerleştirdiğim elime kapadı. Parmakları, içini yakan ateşi bedenime sıçrattı.

Sözleri gibi...

"Bir söz vermiştik," dedi, yoğun, kalp atışlarıma can katan bir ses tonuyla. "Beni öldürdüğün gün, beni affettiğin gün olacaktı."

Gülüşüm soldu. Bunu hatırlıyordum. Aslında bir tercih hakkım olsaydı hiçbir şey hatırlamak istemezdim. Özellikle onunla yaşadığım geçmişi. Düşüncelerimden sıyrılmak ister gibi gözlerimi hızlıca kırpıştırdım.

"Gün böyle aymaz." Dedim, huzursuzca mırıldanarak. Özellikle dün gece yaşananlardan sonra gün asla böyle aymamalıydı.

"Evet," dedi derin bir iç çekişin hemen ardından. "Gün, sen gülersen ayar."

Gülüşüm yeniden hüküm sürdü dudaklarımda. Ses tonu hala yoğun, avuç içi hala parmaklarımı sarıyordu. Gülüşüm istemsizce genişledi.

"Oui" dedim, dudaklarımı ısırarak. "Ben güldüm, gün aydı." Gülüşümü güçlükle kontrol altına aldım. Başımı yavaşça Aybars'ın göğsünden çektim. Avuç içinden sıyrıldı parmaklarım. Saçlarım yumuşak yastığı süslediğinde Aybars, memnun olmadığını belirtircesine homurdanarak tıpkı benim gibi bedenini hafifçe yan çevirdi.

Şimdi yüzlerimiz birbirine dönüktü. Üzerim hala çıplaktı. Geceyi parkelerin üzerinde sonlandırmıştık ama gün yatakta başlamıştı. Sorgulamaya gerek duymadım. Belli ki Aybars, uyuya kaldığımda beni yatağa taşımıştı. O anki halimi düşününce elim örtüye gitti. İstemsizce örtüyü çekiştirerek bedenimi gizledim. Yeniden homurdandı ama bir şey söylemedi.

ONA İNANMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin