17. Bölüm "ÖLÜM SOĞUĞU"

103K 4.2K 2K
                                    

17. Bölüm "ÖLÜM SOĞUĞU"

🎼

Soğuk.

Hissettiğim tek şeydi; sıcak kanımın yerini alan soğukluk...

Bileğimin üzerinde keskin bir sızı bırakan kanlı bıçak, avuç içimden kayıp tok bir sesle yere düşerken yatağın üzerinde oturan bedenim de bıçakla uyumlu bir şekilde ağır hareketlerle geriye doğru düştü.

Artık bedenim değil, nefeslerimdi bana eziyet... Göğsümün her yukarıya doğru olan hareketinde sanki ucu kanlı olan o bıçak kalbime saplanıyormuş gibi acıyordu canım. Verdiğim her nefeste ter damlalarının istilasına uğrayan bedenimde sıkışıp kalan ruhum, canımdan söküle söküle kurumuş dudaklarıma doğru yol alıyor ama göğsüme saplanan her yeni bıçak darbesiyle yeniden en derinlerime gömülüyordu.

Ben bir ölüm kalım savaşı içinde mücadele ederken odanın içindeki banyoya açılan kapının ardından gelen zemine düşen su sesleri, anlımdaki damlacıklarla kazananı olmayan bir yarışa girdi.

Bileğimden akan sıcak kan, temiz çarşafı son kez kırmızıya boyadı...

Kanın o ağır, metalik kokusu midemi bulandırmaya başladığı anda kolumdaki sızı da yerini yavaşça tatlı bir karıncalanmaya bıraktı.

Yarı baygın gözlerim, mutlu biten bir film karesi izler gibi beyaza boyalı tavana takılı kaldı. Gözümün kenarından izinsizce sızarak yatağa düşen bir damla gözyaşıyla usulca kapadım, gözlerimi.

Titreyen göz kapaklarımla eşdeğer düzensiz soluklarım vücudumu tüm gücüyle alt etmeye başlamış, tenimi kaplayan soğuk terler vücuduma küçük çaplı hediyelerini bırakıyordu.

Güçlükle yutkundum. Ölümün üzerime örttüğü soğuk örtünün altında titremelerim artarken ben güçlükle yutkundum.

Bilincim yavaşça benliğini kaybetmeye başladı. Nerede olduğumdan, yaptığım şeyin ne olduğundan tamamen habersiz hâle geldim.

Sıkıca kapattığım gözlerim, kulaklarımda uğuldayan ikinci bir nefes sesiyle hafifçe aralandı.

Bulanık hâldeki bakışlarım beyaza boyalı tavandan başka bir yön bilmezken aheste bir yavaşlıkla gözlerimin önüne düşen karartı, dehşete düşmüş bir sûrete büründü.

Yüz ifadesi, başardığımın habercisiyken nedensizce yaptığım şeyden deli gibi pişmanlık duydum.

"N'aptın sen!?"

Uğultulu sesi seçemediğim kelimeleri sıralarken, kurumuş dudaklarımı büyük bir çaba ile ıslattım.

"Kur...kurtuldum... Bitti... Kurtuldum..."

Belimin altından uzattığı elleriyle, tonlarca ağırlığa bürünmüş vücudumu yataktan ayırdı.

"Soğuk... çok soğuk..."

Başım usulca üzerinden kayıp giden su damlalarıyla bezeli, ıslak tişörtüne doğru düştü.

"Ölürsen..." Dedi, tenime hücum eden soğukluğa eşdeğer buz gibi bir sesle. "Bana bunu bir kez daha yaşatırsanız...."

ONA İNANMA Where stories live. Discover now