15. Bölüm "ARTIK ÇOK GEÇ"

107K 4.2K 940
                                    

15. Bölüm "ARTIK ÇOK GEÇ"

🎼

Elimde kalan son şeylerdi; zaman kavramını çoktan kaybetmiş umutsuz bir ruh, kurtulmaya bile mecali olmayan zayıf bir beden, mantıklı tek bir cümle kurmayan zavallı bir zihin ve düşüncelerimi bölen onun acı hatırlatmaları...

"Sana güneşi bu camın ardından izleyeceksin demiştim, değil mi?"

Bakışlarımı usulca camların olduğu yöne doğru çevirdim. Kalın bir camın ardından izledim güneşi... Umut vadetmeyen bir güne doğan, güneşi.

Kollarının arasındaki titrek bedenimi umursamazca geriye itti.
"Biraz olsun beynini zorla olur mu? Bu kadar kolay olacağını düşündün mü gerçekten?"

Ben onu tanıyordum ve her şeye rağmen onda biriktirdiğim umutlarım vardı. Ama onun, beni tanımadığı hâlde benden olan nefretine bir anlam veremiyordum. "Benden ne istiyorsun?" Diye sordum, düşüncelerime bir cevap olması adına.

Alaylı bakan gözlerinde şimşekler çakmadan hemen önce vücudumu baştan aşağıya süzdü.

"Seninle bir anlaşma yapmıştık." Dedi, buz gibi bir ses tonuyla. "Kuralları sen bozdun. Şimdi de cezasını çekeceksin."

"Seni görmek için gelmemiştim." Başımı usulca olumsuz anlamda salladım. "Bu kural bozmak sayılmaz. Ben sadece Eymen-"

Ani bir hareketle boğazıma doladığı parmakları, konuşmamı yarıda bölmekle kalmayıp nefesimi de kesti.

"Sus..." diye tısladı. Gözlerini sıkıca birbirine bastırmış benden aldığı nefeslerin yerine derin derin soluklanırken "Bana, onu doğrulamaya kalkma." Diye fısıldadı. "Sus!"

İyiden iyiye kızardığını hatta morarmaya başladığını hissettiğim yüzüm ve nefessiz kalan ciğerlerimin eziyetine daha fazla dayanacak gücüm yoktu. Denize düşen yılana sarılır misali, can havliyle onun kollarına sarıldım.

Usulca araladı gözlerini. Şimdi beni ellerinden çok ölümün soğuk rengi gözlerinden gelen bir ölümle sınamak ister gibiydi...

Merhametten yoksunken bakışlarıyla kollarım sonunda debelenmeyi kesti. Felç geçirmiş gibi hareket yetisini hızlıca kaybetti vücudum. Yarı kapalı görüş alanım da aynı hızla bulanıklaştı...

Öldüm derken boğazımdan çözülen ellerle döndüm ölümün kıyısından. İçime çektiğim derin soluklarımda can bulmak için olan çabam başımdan aşağıya dökülen soğuk sularla kısa bir an aksadı. Başımı yukarıya kaldırıp gözlerim onun gözlerini bulduğunda donuk bir ifadeyle bana baktığını gördüm. Kısa bir an için yaptığından pişman olduğunu düşünmek istesemde onun gözlerimin tam içine bakarak kıpırdattığı dudakları sildi attı düşüncelerimi.

"Aptal!"

Ben düştüğüm yerde sırılsıklam hâlde derin derin soluklanırken o, dizlerini kırarak yanıma oturdu.

Hangisi daha acıydı bilmiyorum... Masum bedenimin acımasız bir cellat tarafından idam edilmesi mi?
Ölümden kurtulmak için celladımdan nefes dilenmem mi?

ONA İNANMA Where stories live. Discover now