11. Bölüm "YANIYORSUN"

139K 4.7K 832
                                    

11. Bölüm "YANIYORSUN"

🎼

Yüzümü arşınlayan sert bakışları git gide kararmaya devam etti. İç içe geçmiş çene kasları ile üzerime doğru tehdit vari bir biçimde eğilip "Senin arkadaşınsa" dedi sert nefesleri yüzümü yalamaya devam ederken. Kısa bir an durdu, dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı. Burnundan verdiği sert nefesin ardından dudaklarının arasında hapsettiği sözlere engel olmakta zorlamış olacaktı ki, "Siz kimden ahlâk alacaksınız?" Dedi. "Özellikle de sen," derken kaşlarımın anında çatılmasına neden olmuştu.

"Ne ben?" Dedim sustuğu ilk anda sözlerinin devamını dillendirmesini isteyerek.

Sert bakışları silindiği anda alayla kıvrılan dudağının ardından aynı şekilde üzerime çevirdiği alaylı bakışlarıyla "Hiç adil değil ama" dedi. "Seni çok üzeceğim..."

Kulağıma çarpan sözler, hayretle dudaklarımın aralanmasına neden olurken üzerimdeki bakışları hızlıca dudaklarıma kaydı.

Zamanında sınandığı adaletsizliğin bedelini bana ödetecekti... Çok emin değildim ama sözleri beni bir şeyler hakkında şüpheye düşürmüştü ve şüphelerim doğruysa o sözlerinin altını dolduracak beni gerçekten çok üzecekti. Zihnimde dönen düşünceler ondan bir an önce uzaklaşmamı yakarırken bu kez kendi içimde onu aklama uğraşına girmedim. Adımlarımı hızlıca kapıya çevirdim.

Kapıya ulaştığımda, "Eve gidersen, büyük bir ihtimalle tecavüze uğrayacaksın." Duraksayan adımlarımla omzumun üzerinden yavaşça geriye döndüm. "İyi haber!" dedi, oturduğu kanepeye biraz daha yayılırken "Bu sefer kimseye engel olmayacağım." Düşünür gibi gözlerini yukarıya kaldırdıktan sonra tekrar gözlerimizi buluşturdu. "Çığlıkların eşliğinde, dumanını içime hapsettiğim sigaramdan sonra ikinci sırayı alacağım."

İçimde adını koyamadan her defası daha da yoğun bir şekilde avuçlarımdan kayıp giden hislerle, titreyen ellerimi kapı kulpunun üzerinde bastırdım.

Usulca araladığım kapıdan dışarıya çıktığımda duvardan tutunarak ilerlediğim koridorda ayaklarımın altında sürekli hareket eden mermer yüzey ve kulaklarımın içinde çalkalanan sözler, bilincime sert yumruklarını indirmeye devam etti.

Omuzlarım yaşadığım aşağılanma hissiyle durmaksızın vücudumu öne eğmeye devam ederken, hareketini kesen bacaklarımla olduğum yere çöktüm.

Işıkları sönen karanlık koridorda duyduğum tek ses kalbimin gürültüsüydü. Gözümün kenarından aşağıya kayan ince bir sızı, geçtiği yerleri ateşe vererek kucağımda parçalandı.

Beni bu duruma düşüren herkesten nefret ettim ama en büyük nefretim kendimeydi... Bildiğim, büyüdüğüm o kötülüğün içinde iyilik aramak sadece benim suçumdu. Derin bir soluk çektim içime. Düşüncelerim beni en diplere gömmeden yüzeye çıkma umuduysa bir elimi duvara yaslayarak yavaşça oturduğum yerden doğruldum.

Karanlığa alışan gözlerim, ayağa kalktığım anda yüzüme patlayan ışıklarla iyice kısıldı. Zorlukla ışığa alışan gözlerimin ardından yüzümü buruşturarak arkama bile bakmadan asansöre doğru ilerledim.

Çıkış kapısına ulaştığımda, aralık kapıdan içeriye sızan sert rüzgâr bıçak gibi yüzümü keserken, ciğerlerime coşkulu bir nefesi bahşetti.

ONA İNANMA Where stories live. Discover now