21. Bölüm "FAHİŞE"

117K 3.6K 557
                                    

21

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

21. Bölüm "FAHİŞE"


🎼

Karanlığın zalimliği altında ezilen güneş, kör ışıklarında işlediği ince planlarını ilmek ilmek dokuyarak şafak söktüğü anda hasret kaldığı ışıktan aldığı bir kırık cesaretle karanlığın başlattığı zalimliğin ateşiyle yaktı o karanlığı. Artık koca bir saltanattan geriye, gökyüzünden yeryüzüne doğru süzülen kül yığınları kalmıştı.

Doğdu güneş. Umutsuzca göğe bakanlara umut, karanlıkta gizli kalanlara aydınlık olmak için...

Yenildi karanlık. Yuttuğu ışığın altında kör oldu...

Bendim o güneş ve yine o karanlıktı Aybars.

Artık göz pınarlarımdan boşalan acının izleri değildi. Dudaklarımın titreyişinin altında acı çığlıklarım yoktu.

Güneşim doğacaktı. Bugün, belki de birkaç saat sonra kurtulacaktım bu esir hayatından.

Aybars'ın bugün bu evden çıkması bana özgürlüğümü hediye edecekti.

Dudaklarımı ısırdım. Hasret kaldığım gülümseme açıyordu dudaklarımda ama şu anda bunun yeri değildi. Karanlığımın gölgesi hâlâ üzerimdeydi...

Şura'nın dikkatli bakışları beni süzerken Aybars'ın o deli deli bakan gözleri de Şura'nın üzerindeydi. 

"Konuşmamıza gerek kalmadı diye düşünüyorum?" Dedi ters bir ifadeyle. O hep tersti aslında ama bu defa ses tonunda küçük bir uyarı hissettim. Sanki Şura'dan bakışlarını ona çevirmesini istemesi dışında başka bir isteğide vardı. Pek emin olamadım.

Şura ile bakışlarımız aynı anda Aybars'ı bulduğunda, "Merak etme." Diye onayladı onu buz gibi bir ses tonuyla. İçine çektiği derin bir solukla aynı anda havalanan kaşları, tek tek ayrılmıştı uzun kirpiklerinin üzerine doğru düşerken gözleri yeniden gözlerimi buldu. "Arven ile iyi anlaşacağımızı düşünüyorum."

Gözlerimdeki minnet duygusu her bir hücremi kaplarken koşarak Şura'ya sarılmak ona binlerce kez teşekkür etmek istiyordum. Sesli bir soluk aldım. Acıdan iç içe geçen kaburgalarımın arasında kan revan olan kalbim yavaşça özgürlüğüne kavuşuyordu. Dudaklarım titredi. Ben artık deliler gibi kahkahalar atarak gülmek istiyordum.

Güçlükle bastırdım hislerimi. Ellerim, kendimi dizginlemek adına bedenimin iki yanında sıkı bir yumruk hâlini alırken bakışlarım izlenmişlik hissini takip ederek bir çift kara gözü buldu.

Beni alev alev yakmak isteyen, tenimden geriye sadece bir kül yığını kalmasını dileyen bakışları uzun bir süre oyanlandı gözlerimde. Tanrım, gözlerimdeki sevinci görebiliyordu...

ONA İNANMA Where stories live. Discover now