Bölüm Yirmi Sekiz: "Yarım Kalan Çocuklar."

42 8 38
                                    

Multimedya:

Julia Stone,

Winter On The Weekend.

Merhabalar dolunaylarım 🌕
Yeni bölüm sizlerle keyifli okumalar dilerim. Umarım beğenirsiniz ve keyifle okursunuz. Yorumlarınızı, paragraf arası yorumlarınızı bırakmayı unutmayın. Oylarınızı bekliyorum.

Haydi şimdi bölüme ✨

Bölüm Yirmi Sekiz: "YARIM KALAN ÇOCUKLAR."

Bir çocuk vardı...

Hayır, hayır bir değil iki çocuk vardı. Biri kız diğeri erkek. Çocuklardı evet ama çocukluk yaşayamayan çocuklardı. Eğer o çocuklara sorsalardı ne öyle bir hayat, ne de öyle bir aileye sahip olmak istemezlerdi.

kız çocuk ben, erkek çocuk Alkan'dı.

Başımı yastığa daha çok gömdüm. Canım, benim canımı incitmişler, zarar vermişler, canını, canımı yakmışlar. Yanında olup engel olmak isterdim.

Meğer aynı yerden yarım kalmışız sevgilimle...

Burnumu sertçe çekip balkonumun camından gökyüzüne baktım. Giray beni evime bırakmıştı. Aygen, Çağdaş ile buluşmaya gitmiş, Tuna ise Gülsen'in yanındaydı. Amcam her zamanki gibi işi ile meşguldü. Elimle kalbimi sıvazladım, yavaşça doğrulup sırtımı yatak başlığına dayadım. "Canım acıyor." Sızlayan gözlerim görüş alanımı engelliyordu. Yanımda olan yastığı elimle kavrayıp sıktım, diğer elim kalbimin üzerindeydi. Başımı sağ sola salladım, bir şeyi kabul etmiyormuş gibi.

"Canım acıyor." Boğazımdan duvarlarda yankı yapan bir hıçkırık kaçtı. Omuzlarım da akabinde sarsılırken ellerim titriyor, bedenim, ayaklarım üşüyordu. Bedenim de ellerime ayak uydurmaya başlamıştı bile.

Duyduklarım neydi? Selver Hanım bana saatler önce neler anlatmıştı? Ben neler öğrenmiştim? Bütün her şey bir rüya mıydı? Yoksa hepsi gerçek miydi?

Tanrım! Neden, neden rüya değil de gerçek?

Duvarları çatlatacak çığlık koptu. Yastığı alıp ağzıma kapadım lakin her yerde duyulacak çığlık çoktan ağzımdan çıkmıştı. İçim almıyordu, kalbim kabul etmiyordu. Bana gülümsemeyi öğreten adımdı o, her şeyden önce benim sevgilimdi. Belki de benden daha ağırdı çocukluğu, belki değil öyle, fazlasıyla zor. Erkek çocuğuna cinsel istismar nedir? Ben bizzat babam dan görürken bu aslında olası bir durumdu ama... Ama o Alkan'dı.

Canı çok acımış mıdır?

Benim acımıştı onun nasıl acımaz ki? "ALKAN!" Yorganı çekip dudaklarıma kapadım. Hıçkırıklarım sonsuz gibiydi. "Kızım, ne oldu sana?"

Amcamın ne zaman geldiğini anlamıştım. Başımı kaldırıp baktım, endişe ve korku içinde bana bakıyordu. Ellerini tuttum, "amca canımı yakmışlar," diyerek sarıldım. Kollarını sırtıma koyup beni evlâdı gibi bağrına bastı.

"Güzel kızım ne oldu sana? Kim ne yaptı?"

Hıçkırdım, kalbime bu kez kılıç değil hançer saplanıyordu. O hançer yaralı çocukluktu. Başımı omzuna gömüp hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Saçlarımı okşadı, sevdi. Sakinleşene kadar ağladım diyeceğim ama bu saatten sonra sakin kalmak zordu. Amcam dikkat ederek beni yatağıma yatırdı.

Ruh gibiyim, ölüden hiçbir farkım yoktu. Hatta öyle ki ölü bile benden diriydi. Başım yastığa konulması ile birlikte telefonuma bildirim düştü. Sesi o kadar acıydı ki, sanırım bu acı mesajın kimden girdiğini bildiğimdendi. Elim telefona gitmedi bu kez. Gitmek istedi aslında ama...

VECA. Where stories live. Discover now