Bölüm Otuz Dokuz: "Ölümden Sonra Yaşamak."

29 9 38
                                    

Multimedya: Hande Mehan, kırılsın ellerim. Göksel, acıyor. Manga, dursun zaman.
Aydilge, aşk paylaşılmaz.

Merhabalar dolunaylarım çok özledim sizi,sizde bizi özlediniz mi? Yeni sezonumuz hayırlı olsun inşallah. 4K olduk nice nice büyümelere. Yorumlarınızı eksik etmeyin. Paragraf arası boş kalmasın. Destek için lütfen oy verelim. Keyifli okumalar dilerim, haydi şimdi bölüme. ✨

Burada ki ilk göz ağrım, güzel oğlum, bebek oğlum Alkan iyi ki doğdun, seni seviyoruz. :') <3

Ve Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun. 🇹🇷

Bölüm Otuz Dokuz: "ÖLÜMDEN SONRA YAŞAMAK

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm Otuz Dokuz: "ÖLÜMDEN SONRA YAŞAMAK."

Kaç asır geçti, ya da kaç yüz yıl... Halbuki daha geçen bir şey yoktu. Daha hiçbir şey geçmemişti. Gidişi tazeydi.

Henüz on iki saat geçmişti.

Ama asır gibiydi...

Bilmiyordum hiçbir şey. Aklım durdu, her şey durdu zaman durdu. Ben o yerde, o zamanda kalmıştım. Bedenim burada olabilirim ama ruhum... Ruhum orada kalmıştı. İnanamıyordum henüz. İnanmama, kabullenememe aşamasındaydım.

Alkan'dı o hani, Alkan Kılınçoğlu'ydu. Beni asla bırakmayacağına söz vermemiş miydi?

Amcamın kucağında hastaneye girmiş odaya çıkmıştım. Damar yolum hasar görmüştü. Hemşire gelip pansuman yaptı ve yeni damar yolu açıp serum takmıştı. Olanları ruh gibi izliyordum. Konuşmuyor, sesim çıkmıyor, ruhsuz, ölüden farkım yoktu. İfadesiz, soğuk, donuk bakışlarla boş boş bakıyordum.

Olanları televizyon dan izliyordum sanki. Doktorlar geldi kontrolleri yaptıktan sonra ameliyata girdim.

İşte o zaman ölümüm gerçekleşti.

Ben öldüm.

Ne kadar süre yoğun bakım ünitesinde kaldım bilmiyorum. Yavaş yavaş kendime geldiğimde vücudumda yoğun bir acı hissettim. Çok fazla... Çok yoğun.. Her hücreme acı nakil edilmişti sanki. Acı her hücremi verem gibi sarmıştı.

Yanıma gelen hemşire ve doktorların sesini duyuyordum. Seruma ilaç salıyorlardı. Belki yapılan serumla acılarımın azaldığını düşünüyorlardı lakin yanlıştı. Ne azalıyor ne dinliyor. Nefes aldıkça artıyordu. Bir süre burada kaldım. Süreden haberim yoktu. Seslerden anladığım baş ucumda monitör, ağzımda nefes almamı sağlayan bir şey vardı. Parmağımda bir şey takılıydı. Tepkisiz, bağımsız yatıyordum. Uyanmıyor, uyanmak istemiyordum.

Bazen kâbus gördüm, bazen rüya, bazense başka alemlere gidip geldim. İstemedim sadece. Kendime geldim ama gözlerimi açmak hiç istemedim.

O yoktu.

Bir gece artık ne gördüysem elimi sıktığımı hissettim. Var gücümle sıkmış sonra bırakmıştım. Bunu tepki olarak algıladılar. Herkesin uyanmam adına umut ettiğini düşündüm. Kimse anlamaz ama Tuna anlardı. Bu zamana kadar kalp sancımı hisseden Tuna şu an neden uyanmadığımı hissederdi.

VECA. Where stories live. Discover now