Bölüm Yirmi: "İki Beden Bir Kalp."

89 9 88
                                    

Multimedya:

Bruno Mars,

It Will Rain (Türkçe çevirisi ile paylaştım dinleyin ve Türkçe çevirisini de bakın lütfen Alkan için kesinlikle bu şarkı. Bölümde değil ama yeni bölümde yer vereceğim.)

Ve Zeynep Bastık,

Yanımda kal.

Ve Mina ve Alkan wallpaper :')

Şarkı içinde canım arkadaşıma teşekkür ederim. <3

Merhabalar dolunaylarım 🌝 yeni bölümle geldim. Benim için güzel bölüm oldu. Yazmazsı güzel bir bölümdü-ki her bölümü yazarken heyecanlanıyorum :') umarım beğenirsiniz ve keyifle okursunuz. Yorumlarınızı yazın, paragraf arası yorumlarınızı bırakmayı unutmayın okurken çok mutlu oluyorum ve gerçekten bana çok motive oluyor. Dolu dolu yazmaya gayret ediyorum sizde oy vererek destek olursanız çok sevinirim. Şarkılarınızı bırakmayı unutmayın.

 Şarkılarınızı bırakmayı unutmayın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


:)

Haydi şimdi bölüme ✨

Bölüm Yirmi: "İKİ BEDEN BİR KALP."

Bir zaman makinesi olsa insan hep geçmişe gitmek ister.

Ve bir sihirli değnek olsa insan hayatında olan olumsuz şeyleri yok etmek ister.

Yekta ve Çağatay'da öyleydi. Biri geçmişe gitmek istiyor diğeri ise kızını bulmak istiyordu. Gençlik pişmanlıkları çoktu. Keşkeleri dağ gibiydi ama son pişmanlık fayda etmezdi. Bunu en acı haliyle hayat öğretmişti. Çağatay eline her gelen dosyayı en ince ayrıntısına kadar inceliyor ama her defasında hiç bir sonuca ulaşamıyordu. O gece hastanede ne oldu? Eşi Filiz ne yaptı? Hepsini öğrenmek istiyordu. Filiz yaşasaydı her şey daha kolay olurdu ama eşini bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Âşık olduğu kadın değildi ama hayatını paylaştığı eşiydi.

Onun tek âşkı vardı Melek.

Bir sonuca varmayan umutlar, gerçek olmayan hâyâller... O kadar çok canı acıyordu ki. Üstelik bu acı her gün taze kalıyordu. Mina'yı her gördüğünde kalbi sızlıyor, yaptığı hatalar için yüreği sıkışıyordu. Söz vermişti Meleğine. Onun yavrusuna çok iyi bakmak için ant içmişti.

Sıkıntı bir nefes bırakıp eski hastaneden çıktı. Artık hastane virane olmuştu. Aradan uzun yıllar geçmişti. Filiz son nefesinde bir kızı olduğunu söylemişti. Ama evrenin türlü oyunları ile ulaşamıyordu. Derya ile de konuşmuştu ama çocukluk arkadaşının sırrını paylaşmayacak kadar sadık dost olduğunu hesaba katmamıştı. Melek ölse bile Derya sadık dostuydu. "Yok Yekta, hiçbir şey yok! Kafayı yicem." Yekta üzgün bir şekilde kadim dostuna baktı. Elinden bir şey gelmeyeşine yanıyordu.

"Sakin ol dostum. Bu yolda azimli olmalıyız." Çünkü artık tek istedikleri evlatları ile mutlu bir hayat sürmekti.

Yekta da kan kardeşinden farklı değildi. Bir hataya yenik düşüp yanlış bir evlilik yapmıştı ama şimdi bunun acısını nerde olduğunu bilmediği kızı çekiyordu. Kızının iyi olup olmadığına dair şüpheleri bile vardı. Çünkü eski eşi psikolojisi iyi olan biri değildi. Adamları her yerde izini arıyordu, çok az kalmıştı onun için. Bir haber gelmesi an meselesiydi. Hastanelere, İstanbul'un her semtinde adamları didik didik arıyordu. Yurt dışında ünlü bir avukat olmuştu güçlü bir adamdı ve kızını bulduğunda onu kendisinden saklayan o kadından hesabını ağır soracaktı. "Evet haklısın kardeşim. Azimli olmam gerekiyor. Pes etmeyeceğim." Çağatay emin şekilde konuştu. Artık yeterdi onun için. Ne yapıp ne edip bulacaktı.

VECA. Where stories live. Discover now