FİNAL

1.6K 108 78
                                    

Teneffüste pencere kenarındaki kalorifer peteğine dayanmış duruyordum. Yanımda duran Ömer'in kolu omuzlarımdaydı ve ben kafamı onun göğsüne yaslamıştım. Akif ve Selim de hemen karşımızdaki iki sıranın masası üzerine oturmuş ayaklarını sallıyorlardı. En önemlisi de artık herşeyin normale dönmüş olmasıydı.

Artık bizde sıradan bir okulun sıradan öğrencileri olmuştuk. Geçen hafta Koray Hocanın evinde bulunan saç örneklerinden bir tanesi halamın kızı Zeynep'in DNA'sı ile eşleşmişti. Yani artık Ömer'in üzerindeki şüpheler tamamen kalkmıştı.

Bu arada da okulun en popüler dört öğrencisi olmuştuk ama bu durumda canım sıkan bir hususta yok değildi. Çünkü okulda Ömer'e dalgın dalgın bakan, kıkırdayan, koluna falan yanlışlıkla çarpan kızların sayısı iyice çoğalmaya başlamıştı ve bu durum beni sinir ediyordu. İtiraf etmek gerekirse deli gibi Ömer'i kıskanıyordum.

Bu arada halamın evine geri dönmüştüm. Öncelikle halamda hiç bir değişiklik yoktu. Eskisi gibi yüzü yine beton gibi sert yine duygusuz görünen bir kadındı ama şimdi bana ceza vermiyordu. Herhalde beni vurduğu için özür dileme şekli böyle oluyordu.

Galiba halamdan sevgi ve şefkat görebilmek için yıllarca komada kalmam ya da kolumun bacağımın kesilmesine falan neden olması gerekecekti. Zaten beni vurduğu, Ömer'i vurmak istediği içinde özür de dilememişti. Zeynep'in katilinin Ömer olmadığı anlaşıldıktan birkaç gün sonra Hatice Teyzenin evine gelmiş ve 'Yarım saat içinde toparlan, seni arabada bekliyorum.' Demişti.

Bende o gün halamla birlikte dönmüştüm. Çünkü hayattaki tek akrabam oydu ve galiba oda benim için öyle düşünüyor olmalıydı. Ayrıca kızını ve kocasını kaybetmiş yalnız bir kadındı. Bazen Akif, Selim ve Ömer olmasa annem ile babamı kaybettiğim o yangından sonra halamdan daha beton suratlı daha duygusuz biri olabileceğimi düşünürdüm.

Telefonumun titredi. Cebimde çıkardım ve gelen mesajı okudum:

'Santranç kulübünde seni bekliyorum. Lütfen gel. Çok önemli.'

Mesaj Tamer'den gelmişti. Cevap yazmayı ve mesajını silmeyi düşündüm ama sonra sonkez onunla konuşmaya karar verdim. Bizim çocuklara tuvalete gideceğimi söyleyip sınıftan çıktım.

Koridorda düşünceli bir şekilde satranç kulübüne doğru yürüyordum. Satranç Kulübü denilen yer içinde masaların ve satranç takımlarının bulunduğu kullanılmayan bir sınıftı ve iki kata aşağıda yer alırdı. Merdivenlerden inerken kolumdan bir el tuttu ve durdum. Kızıl saçlı Sevda ve esmer tenli Emel karşımda duruyordu. Refleks olarak birkaç adım geriledim. Sevda:

"Korkmana gerek yok Yağmur. Sana zarar vermeyeceğiz." Emel:

"Senden özür dilemek geldik. Sana yaptığımızı şeyler çok hayvancaydı." Sevda:

"Umarım bizi affedebilirsin Yağmur. Lütfen bizi anla Derya'nın o kanlar içindeki hali hiç aklımdan çıkmıyor." Dedi ve sesi çatladı. Sonra da eli ile gözünden akan yaşları silip burnunu çekti. Emel:

"Sevda haklı Yağmur. Üstelik annesi Gamze teyzeyi akıl hastanesine yatırdılar. Gamze teyzeyi ilkokul birinci sınıftan beri tanıdım. Çok iyi bir kadındı ve bunları hak etmemişti. Bizi anlıyorsun değil mi Yağmur? Neden o kadar hayvanca davrandığımızı?" Ellerimi kolları üzerine bıraktım:

"Anlıyorum kızlar. Derya'nın ve diğer kızların o hallerini bende hiç unutamadım ama yine de o kadar ön yargılı olmanız doğru değildi. Yine de sizi affediyorum." İkisi de gülümsedi. Sevda:

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 27, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

İYİ, KÖTÜ VE AŞK(Kitap Olacak. Haziranda bölümler kalkıyor.)Where stories live. Discover now