Teneffüs zili çalıyor. Sınıftaki hareket ve sesler çoğalırken Vehbi Hoca deri çantası ile sınıftan çıkıyordu. Selim arkasına döndü:
"Çay içmeye gidelim mi Yağmur?"
"Valla lan boğazım kurudu, şöyle demli sıcak bir çay iyi gider. Hemde biraz Zuhal'a bakarız." Dedi Akif. Selim'in ağzı kulaklarında gülümsüyor:
"Harbi kanka bugün bir etek giymiş yani bir etek bir kıza ancak bu kadar yakışabilir."
"Lan kız boktan yapılma elbise giyse yakışır ona oğlum." Dedi Akif.
"Kokar ama kardeşim."
"Zuhal da bok kokusu da gül gibi kokar."
"İğrençleşmeyin çocuklar." Dedim.
"İniyor muyuz kız?" Dedi Selim. Ömer yanımda oturuyor ve gülümseyerek bizi dinliyordu. Ona döndüm:
"Sende bizimle gelmek ister misin Ömer?"
"Sizin için sorun olmazsa olur."
Tabiki Akif ve Selim'e söylüyor. Selim'e kızdım biraz, ayıp etti. Ömer'e de sorması gerekirdi. Selim de bunu anladı galiba yüzünde özür diler utangaç bir ifadeyle bana bakıyor. İki hergelem de sorun olmadığını söyleyince birlikte sıradan kalktık.
Hala bakmaktan vazgeçmediniz. Şu Ayça'ya bak nasılda bakıyor. Salak bu kız ya... Sonunda anladı. Kaçırdı bakışlarını. Sınıftan çıktık. Koridorda yürüyoruz. Okulun içi biraz karanlık, merdivenlerden sessizce iniyoruz. Sabah yürürken Akif ile Selim ne kadar rahattı. Şimdi gergin gibiler. Okuldakilerin bakışlarındaki eleştirel baskıdan olmalı. İnsan ister istemez etkileniyor. Zemin kata geldik. Kantin kapısına doğru yürüyoruz:
"Akif ÇOBANCI!" Müdürümüz Hayrettin Hoca okul girişinde kutularının yanında durmuş bizim Akif'e sesleniyor. Akif duymamış gibi endişeli yüz ifadesi ile bizden birkaç adım ileride hızlıca yürüyor. Selim kolundan yakaladı:
"Kardeşim müdür sana sesleniyor." Selim'in yüzünden hiçbir şeyden haberi yokmuş, masum bir ifade var. Akif'in yüzü ekşidi:
"Boşver oğlum. Susar şimdi. En iyisi duymamazlıktan gelmek."
"AKİF ÇOBANCI!"
"Burada hocam." Dedi elini kaldıran Selim. Yüzünde hala masum ifade var.
"Selim ne ibnelik yapıyorsun. Biliyorsun Müdür bana kafayı takmış."
"Kanka merak ettim neden sana sesleniyor."
"İt herif." Dedi Akif.
"Akif ÇOBANCI!"
"Yettim hocam." Diye bağırdı Akif. Selim pis pis gülüyor şimdi.
"Kes. Terbiyesiz. Benimle gel çabuk." Dedi Müdür Hayrettin Hoca.
"Hocam valla ben birşey yapmadım."
"Birşey yaptın diyen oldu mu oğlum. Beni takip et." Cıkladı Akif:
"Valla hocam içimde kötü bir his var. Yanınıza gidersem sanki ağzıma sıçacaksınız gibi hissediyorum."
"Gel evladım. Birşey yok." Akif yüzündeki şüpheli ifade ile Selim'e sokuldu:
"Lan Selim Müdür niyetimi bozdu yoksa oğlum. Bana mı yürüyor? Baksana nasıl kibar konuşuyor."
"Benimle gel it herif!" Diye bağırdı birden Müdürümüz:
"Olmaz hocam ne yapacaksınız beni?"
"Kırtasiye malzemesi taşınacak oğlum. Hadi gel çabuk." Selim gülüyor. Akif gıcık olmuş gibi baktı. Biran yüzü aydınlandı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ, KÖTÜ VE AŞK(Kitap Olacak. Haziranda bölümler kalkıyor.)
Romance2023 beş ay Genç Kurgu 5 2023 beş ay ROMANTİZM 15 2023 beş ay Genç Kız Edebiyatı 8 2023 beş ay Genel Kurgu 10 Bugüne kadar okuduğunuz tüm aşk, arkadaşlık, lise romanlarını unutun! Bu kitaptan sonra Alacakaranlık gibi kitaplara burun kıvıracaksınız...