20.BÖLÜM

4.1K 389 44
                                    

Öğlen arasında Akif, Selim ve Ömer'le okula yakın pizzacı da oturuyoruz. Servis Bölümü mekanın sonunda yer alıyor. Masalar üç sıra halinde camekanlara doğru sıralanmıştı. Pizzalarımızı yiyoruz. Son birkaç haftada Hatice Teyzemin ağız sulandıran yemekleri irademi mahvettiği için üç kilo almıştım. Pizza söylememiştim. Bizimkilerin menülerinden ufak ufak atıştırıyorum:

"Kız Yağmur senin aslında rejime falan hiç ihtiyacın yok."

"Teşekkür ederim Selim. Ama kilo almaya devam edersem rejime ihtiyacım olduğu çok belli olacak."

"Balık etli olursun." Dedi Akif.

"Asla."

"Aslında erkekler balık etli kızları severler. Öyle değil mi Ömer?" Dedi Selim.

"Kişiye göre değişir Selim." Dedi Ömer.

"Erkeklerin ne istediği umurumda değil. Ben asla şişman olmam."

"Kız Yağmur yoksa sende mi feministsin?" Dedi Selim.

"Olamaz lan!"

"Neden Akif?" Dedim.

"Öyle meme falan açamazsın Yağmur."

"Saçmalama Akif ya, neden öyle birşey yapayım."

"Kanka sen Feminist'i başka birşey ile karıştırdın. O kadınlar protesto amaçlı açıyorlar kardeşim." Dedi Selim.

"Öylemi lan. Demek ben karıştırdım."

"Of sosu yine sarımsaklı vermişler. Sade olsun demiştim ama."

"Ver ben değiştireyim Yağmur."

"Sağol Akif. Sen pizzanın ye, ben değiştiririm."

Masadan kalktım. Servis alanına yürüyorum. Tek dilim yiyeceğim dedim ama galiba dayanamayacağım. Bir dilim daha... belki iki. Of neyse akşam yemeğini ekmeksiz yerim artık. Umarım. Öğlen ezanı okunuyor. Ders başlamasına yirmi dakika falan kalmış olmalı. Öğlenden sonra da Şengül hoca hiç çekilmiyor. Yine matematik zehirlenmesi geçireceğim.

Servis masasına vardım. Sarımsaksız sos istedim. Benden birkaç yaş büyük görünen, göğsünde pizza firmasının ismi yazılı kız tezgahın altında bulamadı. Arkadan getirecekmiş.

"Merhaba." Kim bu çocuk?

"Merhaba." Dedim. Yeşil gözlü, yakışıklı biri. Üzerinde okul üniforması yok. Siparişini bekliyor.

"Ben Murat."

"Tanışıyor muyuz?"

"Tanışmak üzereyiz." Dedi. Gülümsedim. Cana yakın, sıcak bir konuşması var.

"Adını söylemeyecek misin?" Dedi.

"Buyurun sosunuz." Dedi servisçi kız. Sosu aldım.

"Üzgünüm Murat. Gitmem gerekiyor." Dedim.

"Dur bir dakika." Çocuk kolumu tutmuştu:

"Bir sorun mu var Yağmur?" Ömer yanıma gelmiş. Murat'a bakıyor. Bakışları sertti. Beni kıskandı! Çok tatlı ya.

"Yok. Hayır. Murat'la konuşuyorduk." Elini uzattı Ömer:

"Ben Ömer." Murat kafa tutar bir tavırla elini sıktı. Yüzü ekşiyor şimdi:

"Yağmur'un erkek arkadaşıyım." Dedi Ömer.

"Memnun... oldum." Ömer elini bırakınca rahatlayan Murat hızla uzaklaştı. Masamıza yürüyoruz:

"Neden yaptın Ömer, çocuk kötü birşey söylemedi ki?"

"Göründüğü kadar kuvvetli değilmiş."

İYİ, KÖTÜ VE AŞK(Kitap Olacak. Haziranda bölümler kalkıyor.)Место, где живут истории. Откройте их для себя