Bölüm 18

1.1K 24 2
                                    

Semra Hanım...

Toplantıdan çıkmış odama geçmiştim. Başımın ağrısıyla yavaşça koltuğuma oturdum. Asistanım Burcu odaya girdi ve ihtiyacım olup olmadığını sordu. Onu kibar bir dille geri yolladım. İhtiyacım olan tek şey vardı o da şuan  burada değildi. Zaten burada olsa da benden nefret ederdi.

Çekmeceden çıkardığım ağrı kesiciden bir tane ağzıma attım ve suyumu içtim. Ellerimle nazikçe başıma masaj yapmaya başladım gözlerimi kapattım. Gözümden akan bir damla yaş yanaklarıma doğru süzülmeye başladı.

Keşke yıllar yıllar öncesine gitme şansım olsaydı. Barış minicik ayaklarıyla bana doğru yürümeye çalışsaydı ve ben korkuyla, endişeyle ve en çokta sevgi dolu gözlerle ona baksaydım. Sonra o pat diye düşseydi bende telaşla yanına gidip onu kucaklayıp öpseydim. Öpseydim de acılarını dindirseydim.

Ama malesef günler çabuk geçti ve Barış artık büyüdü. Ben onu artık öpsem de acısını dindiremiyorum. Onun için hiç bir şey yapamıyorum. Kendi kendini kahretmesini izliyorum. Ve inanın izlemek bir şey yapamamaktan daha zor.

Gözümden akan yaşlara engel olamadım akmalarına izin verdim. Sonra açtım gözümü yavaşça masama baktım. Her zaman ki gibi derli topluydu. Çiçekli çerçeveye uzandım ve elime aldım. Resimde beni, bizi çok erken yalnız bırakan eşim, biricik oğlumuz Barış ve ben vardım.

Eşimi kaybettikten sonra şirket işleri ve Barış'ın sorumluluğu bana kalmıştı. Her şeyin üstesinden geldiğimi düşünürken böyle yalnız kalmak çok ama çok zordu. Çerçeveyi yerine koydum gözlerimdeki yaşları sildim. "İyi olacaksın oğlum. İyi olacaksın..." dedim.

Tıklatılan kapıyla kendime geldim ve "Girin." dedim. Gelen avukatım ve her işime koşturan arkadaşım, dostum, sırdaşım Sami'ydi. O olmasaydı ben bunca işin altından nasıl kalkardım muammaydı.

"Semra Hanım müsait miydiniz?" diye sordu.

"Tabi Sami Bey buyurun oturun lütfen." dedim. Oturmasını bekledim. Biraz gergin gibiydi.

"Semra Hanım ben nasıl söylesem bilemiyorum."  dedi sustu.

"Kötü bir şey yoktur umarım. Yoksa Barış ona bir şey mi oldu Sami?" diye sordum telaşla.

"Önemli bir şey değil ayağında bir yaralanma olmuş ama iyiymiş durumu. Telaşlanmayın lütfen. Ece Her şeyiyle bizzat ilgilendi." dedi.

"Nasıl olur bu Sami! Hiç bir şey olmayacak kılına zarar gelmeyecek demedim mi ben? Ahh peki ya Ece bana nasıl haber vermez bunu! ."  dedim sinirle yerimden kalktım.

"Semra Hanım durumu gerçekten iyi. Ece de sizi üzmek istememiş beni aradı. Dinleniyormuş. Bu arada..." dedi ve bekledi.

"Devam et! Bu arada..."

"Bebek sesi duyduğunu falan söylemiş. Yani sanırım işe yarıyor gibi. Bırakalım Ece ilgilensin güzelce." dedi.

Odada ileri geri yürümeye devam ettim. "Bebek sesi demek. Bu demek oluyor ki bir şeyler hatırlamaya başlıyor. Bu durum beni sevindirirken korkutuyor Sami. Sence gerçeklerle yüzleşmeye ne kadar hazır bu çocuk?" dedim ve kendimi Sami'nin karşısındaki koltuğa bıraktım.

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Where stories live. Discover now