Bölüm 37

48 4 2
                                    

Hastaneden benim evime gelmiştik, şehire uzak olan evime. Daha doğrusu Barış "Anne ne olur odamı çok özledim evimize gidelim artık." deyince mecburen odası olan bu eve gelmemiz gerekti. O yaşlardayken orada kalıyorduk çünkü.

Evdeki çalışanlara gerekli talimatları vermiştim kimse bir şey çaktırmamaya çalışacaktı. Odasını temizleyecek ve her şey hala devam ediyormuş gibi olacaktı. En sevdiği yiyecekleri hazırlamalarını söyledim. O zamanlar boğazına çok düşkündü yine yer belki diye düşündüm. Ne yapayım anneyim bende başka bir şey düşünemiyorum ki. Sadece iyi olsun istiyorum.

Eve gelince odasına gitti yatağına yattı uyudu. Hastane onu yormuş olmalıydı. Kendine gelince daha iyi görünüyordu ve bana telefonunu sordu. Ne diyeceğimi bilemedim telefonu patlama yerinde gitmişti zaten. Kaza sırasında kırıldığını en kısa zamanda yenisini alacağımızı söyledim. Israrla Kayra'yı görmek istiyor, Buğra neden ziyaret etmedi diye ona kızıyordu.

Telefon ayarladım ona ve Kayra Buğra için de bir numara ayarladım. Barış mesaj atınca ya da aradığında ona göre cevap atacaklardı. Ama bu böyle gitmezdi kaç gün böyle oyalayabilirdim ki?

Bir gün şirkete işlere bakmaya gidiyorum diye onu evde yalnız bıraktım ve çıktım. Günlerdir girilmeyen o eve gittim. Arabamı park ettim ve yavaş adımlarla eve doğru yürüdüm. Bahçe kapısının önüne gelince cebimden bir şey olursa diye bana da çıkarıp verdikleri yedek anahtarları çıkardım. Ellerim titreyerek açmaya çalışırken anahtarlar büyük bir şangırtıyla yere düştü.

Gözyaşlarım bu sefer fırtına kopmuşcasına akıyordu gözlerimden. Dizlerimin üzerine yere çöktüm hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bu kapıyı açıp içeri nasıl girecektim. Onların anısına yaşadıklarına nasıl bakacaktım.

Sonra bir el uzandı bana ve mendil verdi. Kafamı kaldırıp yaşlı gözlerle baktığımda karşımda Ece'yi gördüm. Ece kızım Sami'nin emaneti olan benimde destek olup annelik ettiğim kızdı. Onu görünce kollarına girdim ve bir çocuk gibi ağladım. O ağladı ben ağladım. Sonra anahtarı duran yerden aldı ve bana destek olup yerden kaldırdı.

"Çok zor biliyorum Semra teyze. Sana ne desem içindeki acı dinleyecek. Ama sen güçlü olmazsan oğlunda olamaz. Sami babam her şeyi anlattı. Duyar duymaz geldim yanına. Hadi şimdi birlikte girelim içeri." dedi. Başımı onaylarcasına salladım. Açtığı kapıdan içeri girdim.

Her şey olduğu gibi derli toplu duruyordu. 2 katlı olan bu güzel ev artık sessiz sakin kalmıştı. Bahçeyi geçtik evin bir kaç merdivenini çıktık. Ece yine kapıyı açtı sessizce içeri adım attık. Kapıyı açar açmaz Şeker kucağıma zıplamıştı. Onu o hengamede burada unutmuştuk. Hayvan kaç gündür ne yedi ne içti ölecek zavallı. Mutfağa gittik yemek kaplarını doldurdum ve keyifle yemesini seyrettim. Annen gitti cici kız dedim içimden. Akan bir damla yaşı elimin tersi ile sildim.

Ece omzuma dokundu sıktı. Kalktım yine olduğum yerden. Bu sefer koridordan geçtik. Kayra'nın onlara hediye ettiği resmini gördüm. Elimi üzerinde gezdirdim sanki Kayra'ya dokunuyordum. Beste'nin odasının önüne gelince nefesimi aldım ve yavaşça kapı kulpunu indirdim açtım. Ece sessizce beni takip ediyordu. Okumuş psikiyatrist olmuştu eminin beni anlıyordur.

Doğmayan torunumun beşiğine gittim baktım dokundum. Şifonyerin üzerindeki yavrularımın resmini aldım sevdim üzüldüm ağladım. Daha fazla bakamadım ve dış kapıya doğru yol aldım. Ece ile dışarı çıkınca arabayı o sürdü ve sahil kenarına getirdi beni. İndik arabadan yüzüme vuran serin hava iyi gelmişti bir nebze olsun bana.

Banklardan birine oturduk. "Sen nasıl buldun beni?" dedim ona bakarken. "Sami baba evde olmadığını duyunca burada olabileceğini söyledi bana. Bende seni yalnız bırakmak istemedim." dedim. "Barış'ı henüz tanımıyorum ama iyi olması için elimden gelen her şeyi yapacağım. En iyi hocalarımla arkadaşlarımla konuşacağım." dedi. Sarıldım ona ve kafamı salladım " Teşekkür ederim kızım." dedim.

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Where stories live. Discover now