Bölüm 21

1K 20 6
                                    

Sinirle ellerimi yumruk yaptım havaya kaldırdım ama bir yere vurmadan yere indirdim. Ne yapacaktım ki burada ki herkes onun adamıydı. Ben nereden kimden telefon bulacaktım da buradan kurtulacaktım. Kafamdaki soruları es geçtim ve madem öyle gezelim bakalım diyerek içeriye girdim.

Süslü bir kapı vardı önünde durdum. İçeriden bir takım sesler geliyordu. Çocuk sesleri karışımı bir şeyler. Yavaşça kapıyı açtım kafamı içeri uzattım. Buraya geldiğimden beri her şeyi yavaş yavaş yapmayı öğrendim sanırım.

Gördüğüm şeyler yüzümde gülümseme oluşturdu. Sonra bütün bedenimi kapıdan içeri soktum. Renkli renkli masalar süslü püslü duvarlar. Burası, burası bir anasınıfı olmalıydı. Çocuklar masanın etrafına toplanmış parmak boyası yapıyorlardı. Her yerleri boya olmuştu. Çok ama çok tatlıydılar.

Öğretmen falan yoktu içeride. Bende çocukların arasına ilerledim. Küçük yakışıklı bir çocuk "Gel abi burası boş." dedi.

"Teşekkür ederim." dedim ve yanına geçtim. Sonra.. Sonra mı? Sonrası işte parmak boyalarıyla yaptığımız resimler, boyalı suratlar, bol kahkahalı anlar.

Çocukken de çok severdim parmak boyasıyla oynamayı. Her seferinde annemi de bu tuzağa çekerdim. Bana bakmaya geldiğinde bir anda onun yüzüne de boyadan bir harita çizerdim. Annemde bu savaşı sen başlattın derdi ve birbirimize girerdik. Sonra da kendimizi banyoda bulurduk. Çocuktum işte ama mutluydum. Çünkü sadece çocuktum...

...

Ece...

Ofise geldiğimde Irmak aradı ve Barış'ın planımıza uygun olarak çocukların olduğu kısıma gittiğini söyledi. Zaten şaşırmamıştım. O odada asla durmazdı, duramazdı. Durmaması da bizim işimize yarardı. Bazı şeyleri hatırlamasına yardımcı olmamız gerekiyordu çünkü.

O odaya kamera yerleştirmiştim. Irmak telefonu kapatınca bende hemen laptoptan görüntüleri açtım ve izlemeye başladım. Çocuklarla hemen kaynaşmıştı. Gayet keyifli vakit geçiriyordu. Bu olumlu gelişmeler beni de mutlu etmişti. Daha sonra kamerayı kapattım ve randevusu olanlarla görüşmeye başladım. Öğleden sonrasına randevu almamıştım. Bu aralar işi özel olarak yapmam gerekiyordu.

Yardımcı asistanım Esra son randevusu olan kişiyi de odaya aldı. Lakin randevusu olan kişi yerine Semra Hanım'ı görmek bana da sürpriz oldu.

Hemen yerimden kalktım "Ahh Semra Hanım hoş geldiniz." dedim.

"Hoş buldum güzel kızım. Rahatsız etmiyorum umarım." dedi.

"Yok estağfurullah iş güç işte çalışıyoruz." dedim.

"Son randevusu olan kişi bendim. Sana sürpriz yapmak istedim hemde bu da bir iş neticede. Randevulu gelmek benimde görevim." dedi o kibar ses tonuyla.

"Olur mu öyle şey ne randevusu her zaman beklerim sizi. Buyurun oturun ne içersiniz?" diye sordum.

Bütün zerafetiyle oturdu. Bende karşısındaki yere oturdum. Küçüklüğümden beri idolüm olan bir kadındı ama ben onun kadar kibar değildim. Ya da böyle süslü püslü giyenlerden değildim. Hoş zaten hayat yüzümüze de o kadar gülmemişti. Biz sokak çocuğu olarak büyüdük. Sahiplenenimiz vardı elbette ama sonuç olarak buyduk bu kadardık...

"Sade Türk kahvesi alırım teşekkür ederim." dedi.

"Hemen." dedim telefonu tuşladım ve Esra'ya bize 2 sade kahve getirmesini söyledim. Sonra üzgün duran Semra Hanım'a baktım.

"Ee nasılsınız Semra Hanım?" dedim.

"Barış. Barış'ı merak ediyorum nasıl gidiyor, neler yapıyor, ayağı ne durumda?" diye sordu.

"Şey ben arayıp söylemek istedim ama sizi telaşlandırmak istemedim." dedim kafamı öne eğdim. Suçlu bir çocuk gibi hissetmiştim kendimi.

"Yok kızım ben sana kızmıyorum ki senin ne suçun var. Öyle mahcup durma karşımda. Eminim ki sen gerekeni gayet güzel yapıyorsundur. Benim haylaz akıllı durmamıştır." dedi dizime vurdu hafifçe.

"O zaman ben bütün sorularınıza yanıt olarak size bir şey göstereyim. Belki bir nebze olsun yüzünüz güler." dedim masama oturdum. Bilgisayardan Barış'ın çocuklarla oynadığı görüntüleri açtım ve ekranı Semra Hanım' a çevirdim.

Gözünde göz yaşlarıyla izlemeye başladı.

Anne olmak çocuğunun yaşı kaç olursa olsun onun için sürekli endişeli olmakmış galiba. O gülünce gülmek, ağlayınca ağlamak. Acaba bir gün bende anne olacak mıydım? Bu duyguları sonuna kadar yaşayacak mıydım?

Ya bende annem gibi çocuğumla hiç bir anı biriktiremeden bu dünyadan göçüp gidersem..

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Where stories live. Discover now