Bölüm 35

46 4 0
                                    

Barış'ı hastaneye getirmiş tedavisini yapmışlardı. Başına aldığı darbe sonucu beyninde herhangi bir hasar oluşmamıştı. Başka bir sorun var mıydı artık onu uyanınca göreceğiz dedi doktor. Kalbinde oluşan hasarı da nasıl çözerdik zaten bilmiyordum. Şükretsem mi kaderime lanetler okusam mı karar veremiyordum.

Bacağına aldığı darbe sonucu kemikleri biraz zarar görmüştü onu da sarmışlardı. Geri kalan ufak tefek çizikler içinde gerekli pansumanlar yapılmış sadece uyanmasını beklemek kalmıştı. Eğer o gün onu telefon edip aramış olmasaydım benimle konuşmak için dışarı çıkmayacak ve o da orada olacaktı. Düşünmek bile istemiyordum bunu.

Barış'ı Sami' ye emanet edip Bilge'nin anne babasının yanına geçtim. Bilge'yi hasteneye getirmişler bebeği kontrol etmişlerdi ikisi de malesef hayatını kaybetmişti. Aileside apar topar gelmiş gözyaşları içinde feryat figan ağlıyorlardı.

Annesinin yanına gittim sarıldım ağladı.. Ağladım. Bu kadar acı çok fazlaydı. Bir insan evladının ölümüne nasıl dayanırdı. Söyleyecek kelime bulamıyordum. Sonra Kayra ve Buğra'nın ailesini yanımıza doğru gelirken gördüm.

Kime ne diyecektim ki. Kelimeler kifayetsiz diller lal olmuş...

Kayra ve Buğra'nın bedenlerini teşhis etmek için hastaneye çağırmışlar. Ah Barış sen hangi birinin acısını kaldıracaksın. Ben bunlar olurken sana nasıl destek olacağım. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol.

...

Cenaze işleri olmuş kızım dediğim gelinimi ve kokusunu alamadığımız torunum Beste'yi göz yaşları içinde defnetmiştik. Kayra ve Buğra'nın da cenaze işleri olmuş hepsine katılmış elimden geldiğince destek olmaya çalışmıştım. Elden başka bir şey gelmiyordu ki. Acılarını dindiremem onlara boş vaatler veremem. Sadece sabır hepimiz için bolca sabır dileyebilirim.

Barış'ın uyandığını söyleyen Sami acilen hastaneye gitmem için beni aramıştı. Odaya girer girmez doktorların Barış'ı zapdetmeye çalıştıklarını gördüm. Barış delirmiş bir şekilde bağırıyordu. "Hayır olamaz karım nerede kızım nerede. Neredeler? Bırakın beni gideceğim. Çıkarın şu lanet şeyleri üstümden bırakın beni." diyordu.

Hemen yanına gittim. Sami üzgün gözlerle diğer köşeden izliyordu.
"Oğlum annem buradayım. İyisin lütfen sakin ol." dedim ama dediklerime kendimde inanmıyordum ki.

"Anne neredeler ne olur doğruyu söyle. Anne bana bak doğruyu söyle öldüler mi?" diye sordu. Şimdi ben sana ne cevap vereyim oğlum.

Doktorlar bir yandan sakinleştirici yapıyor bir yandan da yatağa bağlamaya çalışıyorlardı.

"Üzgünüm oğlum çok üzgünüm." dedim uzandım elini tuttum gözümden akan yaşlara durun demedim.

" Hayır hayır olamaz. Yalan hepsi yalan. Onlar ölmüş ben yaşıyor olamam hayır. Hayır hayır hayır." diye diye ilacın etkisiyle uykuya daldı.

Bense kahrolmuş bir halde oradaki sandalyeye çöktüm.

Sami elinde su dolu şişeyle yanıma geldi. " Bu olayı atlatması için elimizden ne gelirse yapmaya çalışacağız. "dedi.

" Olur mu Sami? Her şey eskisi gibi olur mu? " dedim yatakta perişan bir şekilde yatan oğluma bakarken.

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Where stories live. Discover now