Bölüm 57

41 5 2
                                    

Akşam eve döndüğümde elimde anneme aldığım çiçekler vardı. Hala gelmiş olduğuma inanamıyor bana bebek gibi davranıyordu. "Oğlum hoş geldin." diyerek geldi sarıldı.

Öptüm yanaklarından "Hoş buldum annem bu çiçekler sana." dedim elimdeki buketi uzattım. Gözlerinin içi parıldadı çok mutlu oldu. "Teşekkür ederim oğlum. Ama sende de bir değişiklik var sanki yüzüne renk gelmiş."dedi.

"Senden de bir şey kaçmıyor Semra Hanım." dedim geçtim koltuğa oturdum. "Anlat bakalım Ece mi?" dedi. Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Gerçekten bu kadınlardan korkulurdu ne ara nasıl anlamıştı hayret bir şey ya hu!

"Bakma şaşkın şaşkın oğlum ben senin annenim her şeyin farkındaydım elbette." dedi elini dizime vurdu. "Peki ne demem gerekiyor şu an." dedim güldüm.

"Kabul etti de bu beni de mutlu eder. Ne de olsa o da benim elimde büyüdü sayılır severim kızımı." dedi.

Ben yeni bir şaşkınlık daha yaşıyordum. "O ne demek şimdi anne. Sen Ece'yi ne zamandan beridir tanıyorsun. Bence bir şeyler anlatması gereken biri varsa o da şu an sensin." dedim muzipçe gülerek.

"Peki peki anlatayım. Aslında sen Ece'yle çok küçükken tanışmıştın. Unutmuş olmalısın." dedi.

"Tanıştım mı ben mi? Hiç hatırlamıyorum." dedim.

"Evet şimdi anlatınca belki hatırlarsın. Hani bizim şehir dışındaki evimiz var ya. İşte yaz tatilinde oradaydık. Baban orayı çok severdi şehirden uzakta huzur bulduğum yer derdi. O yüzden yazları orada geçirirdik genelde. Sen o zamanlar 5 yaşında falan olmalısın. Bir gün Sami yanında bir kız çocuğu ile çıkageldi oraya. Kızın üstü başı perişan halde Sami de ne yapacağını bilememiş o zamanlar eşi de memleketteydi çocuklarla. O yüzden almış bana gelmiş.

Tahmin ettiğin gibi o kız Ece'ydi. Ailesi bir kaza geçirmiş ve hayatlarını kaybetmişti. Ece sağ kalmış başka kimseye ulaşamamışlar Sami'ye ulaşmışlar. O da apar topar gidip Ece'yi getirmiş. O zamanlar Ece de 4 yaşında falan olmalı senden küçüktü çünkü.

Sen bahçede babanla oyunlar oynuyordun. Ben Ece'nin yanına gittim konuşmaya çalıştım ama kazadan dolayı psikolojisi perişan durumdaydı. Konuşmuyordu sadece kafasını sallıyordu o an tek yapabildiğim şey ona sarılmaktı.

Daha sonra temiz kıyafet aldırdım. Ece'yi yıkadım temizledim ve yemek yedirdim. Sami' ye bir kaç gün burada kalabilir dedim. Sami her şeyi halledince alacağını söyledi. O gün Ece hiç konuşmuyordu ve bahçeye senin yanına gelmişti. Sizi tanıştırdım sen ona elindeki kırmızı arabayı gösterdin ve benimle oynamak ister misin dedin. "

" Eee oynadı mı? "diye sordum. Sonra soruma kendim cevap buldum." Bir dakika hatırladım beni itip yere düşürmüştü. Vayyy kız o zamandan cadıymış doğuştan gelen bir yetenek."dedim.

Annem elime vurdu." Öyle söyleme oğlum ailesini kaybetmiş bir çocuktu sadece. Tabiki sen ağlayarak yanıma geldin ve Ece'yle bir daha oynamadın. Daha sonra Sami götürdü onu. Eşi kabul etmişti onlarla yaşayacaktı. Bende elimi üstünden çekmedim hiç maddi manevi destek olmaya çalıştım her zaman. " dedi annem sustu sonra.

"İyi yapmışsın annem. " dedim. Sonra annem aklına gelen şeyle yeniden gülmeye başladı." Ya Barış düşünüyorum da sende küçükken huysuzmuşsun aslında. Bazen Sami oğlu Arda'yı getirirdi seninle oynasın diye sen ona dil çıkarır surat asar evden git derdin." dedi gülmeye devam etti.

"Sami Amcanın oğlu Arda mı? Ece de onlarda kalmıştı ve Arda da ordaydı. Yani o Arda bu Arda. Yani Ece'nin yanındaki kılkuyruk o Arda mıydı? Nasılda tanımadım ben onu. En son yurtdışına gitmişti zaten görmemiştim de uzun zamandır." diyerek kendi kendime konuşmaya başladım.

"Ne diyorsun oğlum sen kafam karıştı. Sen Arda ile mi karşılaştın." diye sordu annem.

"Oldu öyle bir şeyler annem boşver sen. Ee başka maceralar yok mu?" diyerek konuyu değiştirdim.

"Babanı kaybettikten sonra işte bir çok çocuk için umut olmaya çalıştık Sami ile. Malum tek çocuktun kardeşin yoktu bende başka çocuklara bakmaya çalışıyordum. Seni bazen götürüyordum ama sen gelmiyordun." dedi gülümseyerek.

"Özür dilerim anne. Bu hayatta eşini kaybettin yalnız kaldın. Neden evlenmedin kendi hayatını kurmadın yeniden? "diye sordum bu sefer. Çünkü kendini işe vermişti ve ben bildim bileli şirkette deli gibi çalışırdı.

" Dedim ya oğlum kendimi çocuklara verdim ben. İşimi yaptım ve kazandığım parayla bir çok çocuğa dokunmaya çalıştım. Gidip kaldığın mekan dediğin yeri de Sami ile ben yaptırdık. Kimsesiz olanları oraya topladık onlara yurt yaptık orayı."

"Ne güzel şeyler yapmışsın annem. Kendinden vazgeçmişsin."

"Ee Ece kızım nasıl anlat biraz. Gönlünü aldın mı?" diye sordu o konuyu değiştirdi bu sefer.

Gülümseyerek cevap verdim "Sanırım almayı başardım." dedim annemin dizlerine uzandım. Annem eğildi alnımdan öptü. Gözümü kapattım huzur doldum. Tıpkı çocukken olduğu gibi.

Ve ben babamı kaybetmiş olsamda şanslıydım şu an dizlerine yattığım bir annem olduğu için. Peki Ece? O neler yaşamıştı kim bilir.
...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Where stories live. Discover now