FİNAL

96 5 12
                                    

Ece...

Olanlara hala inanamıyordum. Benim artık bir sevgilim vardı. Hemde Semra Teyze'nin oğluydu. Gıcık olduğum ağzını burnunu kırdığım Barış'tı. Ona yaptıklarım aklıma gelince utanıyordum. Ama ne demişler büyük aşklar nefretle başlar.

Gittikten sonra geleceğine dair bir umudum yoktu iş güç dışında da zaten bir şey yapmıyordum arada bir bizim mekana gidiyor Asu ve Hasan' dan malumat alıp geliyordum. Ta ki Barış gelene kadar.

Hayat neşem onunla geri geldi sanki. Ne ara bu kadar bağlanmıştım nasıl bu kadar aşık olmuştum anlamıyordum. Ama aşkta tam olarak  bu değil miydi zaten geliyorum demezdi ki.

Bugün onu evime yemeğe davet etmiştim. Aramızdaki durum netleştikten sonra her bir anımız birlikte geçiyordu. Arda'yı çok kıskanıyordu ama onun benim olmayan abim olduğunu ve hiç bir zaman o gözle bakmayacağımı söyledikten sonra peşini bırakmıştı.

Bazen benim mekana birlikte gidiyorduk oradaki çocuklarla ilgileniyorduk. Bazen dışarıda buluşuyor birlikte bir etkinlik yapıyorduk. Evini bağışladığını söylemişti orası da yurt oldu. Sahipsiz çocukların yeni adresi oldu yani.

Semra Teyze ve Sami Baba da bize tam destek vermişti ve bir an önce bu işin adını koyun artık demişlerdi. Biz daha erken olduğunu söylesekte baskı yapmaya devam ediyorlardı. Ne desek boştu o yüzden oluruna bırakmaya karar vermiştik.

Hazırladığım tabakları tek tek sofraya götürürken bir yandanda ocağa bakıyordum tencere yanıp altına tutmasın diye. Kapı zilini duymamla yerimde zıpladım. Gelmişti işte her şey hazır mıydı ki? Ocağın altını kapattım kapıyı açmaya gittim.

Siyah saçlarımı toplamış at kuyruğu yapmıştım. Kapıya geldim aynadan aksime baktım. Güzel görünüyordum bence. Boğazımı temizledim ve kapıyı açtım.

Elinde Şeker ile onu görünce daha mutlu oldum. Hemen kucağıma aldım. "İnanmıyorum güzel kızım sende mi geldin. Çok özledim seni çok." dedim sarıldım öptüm.

"Eee peki ben..." dedi Barış küçük Emrah gibi boynunu büktü. Ben geri gidiyorum ya. Hem tatlı da almıştım ne yapalım ben yerim artık" dedi arkasını döndü.

Tuttum sırtından çektim.
" Gel buraya gel kıskanç seni. " dedim sarıldım onu da öptüm. "Hem tatlımı kimse benden alamaz." dedim paketi elinden aldım.

" Hoş geldiniz. "dedim içeri aldım onları. Supi de geldi Şeker ile birbirlerini özlemiş olmalıydılar. Onları bıraktık ve masaya doğru geçtik." Ooo hamarat bir hanım mı görüyorum acaba ben. " dedi Barış.
" Eh işte yaptık bir şeyler hadi geç otur sen yemekleri getireyim bende. " dedim.

Yemek yedik çaylarımızı aldık balkona çıktık. Barış'ın kolları arasına girmiş omzuna yaslanmıştım. "Barış sana bir şey söylemek istiyorum." dedim doğruldum yüzüne baktım. "Söyle canım." dedi. "Yarın anneler günü ya mezarlığa birlikte gidelim mi?" diye sordum.

Eliyle yanağımı okşadı. "Bunu yapmak zorunda değilsin Ece." dedi.

"Barış onlar senin ailendi ve ben buna saygı duyuyorum. Sadece özel günlerde bende ziyaret etmek istiyorum. Eğer istemezsen.." dedim parmağını dudağıma götürdü susturdu. "Her zaman yanımda olman bana güç verir. Teşekkür ederim ince düşüncen için." dedi ve ben yeniden sarılmaya devam ettim. Kokusunu içime çektim. Gözlerimi kapadım.

"Barış" dedim. "Hmm" dedi. "İyi ki hayatıma girdin.."

...

Ofisten eve çıkmıştım ki arkamdan dolanan ellerle ani bir refleks yaptım ve arkamı dönüp kolunu çevirdim. Gelen tabiki de Barış'tı ve bende bunu zaten bilerek yapmıştım. Onu duvara yapıştırınca gülerek yüzüne yaklaştım." Sana kurallarımı hatırlatmıştım sanki." dedim anlamasını umarak.

Bu sefer o beni çekti ve duvara yapıştırdı. Yüzüme daha fazla yaklaştı ve "Dün gibi hatırlıyorum." diyerek öpmeye başladı. Kısa süren romantizmden sonra "Hadi hazırlan bakalım gidiyoruz." dedi.

Kapıyı açıp içeri girince "Nereye" diye sordum. "Fethiye'ye. Sana kaldığım yeri göstermek için sabırsızlanıyorum. Oradaki evi satın alacağım. Ve seni Kemal Baba ve ailesiyle tanıştıracağım. Bayılacağına adım gibi eminim." dedi heyecanla.

"Hemen hazırlanıyorum." diyerek odaya koştum. Çantama bir kaç parça eşya koyup yanına geri geldim. Ve yeni hayatımıza doğru yola çıkmış olduk...

5 yıl sonra...

Barış...

Denizin huzur veren sesini duyarak yine gözlerimi açtım. Asla ama asla bu huzurdan bıkmayacaktım. Güzel karım hala uyuyordu. Onu uyandırmadan yataktan çıktım. Yan odaya geçtim oğlum çoktan uyanmış arabalarını eline almış oynuyordu.

"Burak, oğlum günaydın babacığım." diyerek yanına gittim kucağıma aldım. "Ayabamm ayabam oyda kaydı babaaa." diyerek yere indirmem için ısrar etti. Bu arabaları dün Betül ablası hediye getirmişti. Burak'ta heyecandan uyuyamamış erkenden uyanmıştı anlaşılan.

"Tamam oğlum dur düşeceksin heh indirdim al oyna bakalım. Bende size kahvaltı hazırlayayım." dedim öptüm yanağından.

Dış kapıyı açtım denizin mis kokusunu içime çektim. Bu evi satın almıştım ve her yaz gelip burada aylarca kalıyorduk. Ece ve Burak'ta burayı çok seviyordu. Kemal Baba ve ailesi de çok sevinmişti bize burada aile oluyorlardı.

Bilge ile okuldayken çocukların ismine karar vermiştik kız olursa Beste erkek olursa Burak koyacaktık. Ece bunu öğrenince adının Burak olması konusunda yeterince ısrarcı olmuştu. Düşünceli ve ince ruhlu eşim benim. Bilge'den sonra en doğru verdiğim karardı Ece. Ve Bilge'yi de hep seveceğim kalbimde.

Burak geldi içeriden yanıma kucağında Supi ve Şeker ile birlikte. "Baba onlar suyu özlemişler." dedi denize doğru giderek. "Onlar mı sen mi acaba minik sıpa dedim." bende peşinden gittim. Su ılık ve güzeldi girdik hemen içine.

Kafamı çevirdiğimde aşkım'ı bizi izlerken buldum. Yüzünde bir gülümseme gelip kumlara oturdu. Öpücük gönderdim elimle kalp işareti yaptım. Güldü o da bana öpücük gönderdi.

...

Hayatımın bir dönemi acılarla kaplanmıştı beni o acılardan Ece'nin aşkı çıkarmıştı. Canım annemle birlikte emek vermişlerdi ve başarmışlardı. Onları çok seviyordum. Hayatımda oldukları için kendimi çok şanslı hissediyordum.

Ece ile büyük bir yurt açmıştık ve bir çok sahipsiz çocuk kaydetmiştik oraya. Ece kendi ofisini bırakmıştı yurtta müdür olmuştu. Çocuklarla birebir ilgileniyor onların psikolojik danışmanlığını yapıyordu. Kendi küçükken şanslı olduğunu düşünüyordu ve başkalarınında şansı olmak istiyordu. Bende maddi manevi ona destek olmak için çabalıyordum.

Şirketteki işime gidip geliyordum. Yeni bir eve geçmiştik annemde bizimle birlikte yaşıyordu.  Yurda gelip Ece'ye yardım ediyor o çocuklara kendi çocuğuymuş gibi bakıyordu.

Buydu işte benim hayatım, benim  ailem, benim yaşamım...

Her şey bundan ibaretti...

Bundan sonrada her şeyin daha güzel olması için çabalamaya devam edeceğim...

Tabiki de güzel ailemle birlikte...

SON

Bitiş Tarihi: 17.10.2023

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Where stories live. Discover now