Bölüm 24

791 24 16
                                    

Ece...

Semra Hanım'ı yolcu ettikten sonra ofisten çıktım. Barış çocukların odasındayken Asu oraya gidecekti ve Barış'ın ulaşmayı çok istediği telefonu onun almasını sağlayacaktı. Tabi kendisi vermeyecekti. Almasına imkan verecek kadar yakın olacaktı o kadar. Bu da planın bir parçasıydı. Fazla yakın olacak düşüncesi nedensizce beni rahatsız etmiş olsada bu düşünceyi kulak ardı edip arabama bindim.

Asu'ya Kayra'nın ve Buğra'nın babasıyla konuşması gerektiğini söyledim. Numaranı onların telefonuna kaydet eğer Barış ararsa Kayra ya da Buğra gibi mesaj atmaları gerektiğini onlara söyle dedim. Bu çok önemliydi. Umarım Asu bu işi becermiştir. Demek istediğimi anlamıştır. Her hangi bir aksilik olmamıştır. Aksi takdirde sonuçlarına da bir güzel katlanacaktır.

Mekana geldiğimde ortalık sessiz görünüyordu. Hasan da ortalıkta yoktu. Derken bir bağrış sesi duydum. Daha doğrusu Barış'ın sesiydi bu. Bağırıyor bir yerlere vuruyordu. Neler oluyor yoksa sinir krizi mi geçiriyordu? Patron yanında değil miydi?

Kafamda peyda olan binlerce soruyla elimdeki çantayı fırlatıp hemen içeri koştum. Ses üst kattan geliyordu hızla merdivenleri tırmandım. O sırada patronda sesleri duymuş peşimden koşmaya başlamıştı. İnşallah bir şey olmamıştır inşallah diye dualar ederek koşmaya devam ediyordum.

Nefesim artık kesilmeye başlamıştı ki Barış'ı Asu' nun kapısında buldum.
Artık takatim kalmamıştı ama yürümeye zorladım kendimi ve yanı başına geldim. Nefes alış verişlerimi düzenlemeye çalıştım. Neler oluyor der gibi suratına baktım. Kapıya vurmayı kesti.

Patronda arkamdan hemen yanımıza geldi. "Kim açıklama yapmak ister?" diyerek ikimize de baktı.

"Bence siz bana açıklama yapmalısınız. Annemle ne gibi saçma işlere girdiğinizi, kankalarımı da bu işe nasıl dahil ettiğinizi. Ya da onların başına bir iş mi getirdiğinizi. Her şeyi ama her şeyi en ince ayrıntısına kadar duymak istiyorum." dedi elleri sinirden titriyordu. "Annem bir yana dostlarım bir yana benim. Ben onlar için anneme rest çektim ya." diyerek devam etti.

Patron "Sakin ol barış." diyerek uyardı onu.

Patronla göz göze geldik. Sonra kapıya baktım. Ulan Asu ulan Asu bir işi beceremedin demek. Seni kulaklarından tavana asmaz mıyım ben şimdi. İçimde yükselen öfke nöbetine bir dur sakin ol dedim ve hemen durumu kurtarmak için bir şeyler düşünmeye başladım.

O sırada Barış bana döndü.

"Ya da sen anlat Ece Hanım. Beni nasıl bir işe soktuğunuzu. Amacınızın ne olduğunu?" diye sordu.

Patron kaş göz işareti yaptı bende kafamda tarttım durumu ve cevabı yapıştırdım.

"Her şeyden haberim var benim. Bağırıp durma karşında çocuk yok senin! Otostop yaptığım gün yani senin için geldiğim o gün telefonunu almıştım senin haberin yokken. Hattını da Asu'da ki telefona taktık. Kankalarını aramak isteyeceğini elbette ki biliyorduk. Ama merak etme onların hiç bir şeyden haberi yok. Senin aradığını düşünmüşlerdir. Bunlar annenle bizim aramızda ki bir mevzu. Onların durumdan haberleri yok. Velhasıl buraya tıpış tıpış geldiğini unutma! " dedim.

Patron yüzünde memnun bir yüz ifadesiyle beni onayladı.

" Evet sorunu çözdüğümüze göre Barış seni odana alalım. " dedi. Barış hiç bir şey söylemedi. İkna oldu mu ondan da pek emin değilim zaten. Yavaş yavaş indi merdivenlerden.

Yerde gördüğüm telefona uzandım ve Asu'nun kapısına 1 kez tıkladım. O başına gelecekleri anlamıştı muhtemelen. Açmazsa kırardım yinede girerdim o odaya.

Patron "Sakin ol Ece bu kadar sinir bu genç yaşta zarar sana." dedi gülerek arkasını döndü ve gitti.

Sinir. Evet sinirli bir insanım doğru kabul ediyorum. Ama hak edene hak ettiğini verecek kadar. Ayrıca sakinim ya çok sakinim.

Kapıdan gelen anahtar sesinin ardından kapı açıldı.

"Ece ben çok özür dilerim. Gerçekten benim bir suçum yok. Gittim Kayra'nın babasıyla konuştum. Hatta Buğra'nın babasıyla da konuştum. Barış arayınca numarayı kaydettiğim için anlamışlar hemen mesaj atmışlar. Ben onlara söyledim ama bakın Barış size yazmadan siz sakın bir şey yapmayın dedim. Unutmuşlar." diyerek açıklama yaptı.

"Biliyorum Asu biliyorum. Merak etme senin hatan değildi." dedim ve yanında ki yatağa oturdum. Kimsenin hatası değildi. Elimi alnıma götürüp parmaklarımla alnımı ovaladım.

Asu bu sakinliğime şaşırdı ve sormaya devam etti. Konu hakkında fazla bir bilgisi yoktu çünkü.

"Hem neden babaları mesaj atıyor ki Kayra ve Buğra nerede onlar açıp konuşsaydı ya Barış'la." diye sordu.

Kafamı kaldırdım gözlerinin içine baktım. Merakla bakıyordu yüzüme.

"Kayra ve Buğra yok Asu." dedim sustum. Sonra devam ettim.

"Onlar öldüler..."

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin