Bölüm 52

50 7 4
                                    

Semra Hanım...

Barış'ım canım oğlumu görmeyeli uzun zaman olmuştu. Gidemedim ya da onu getiremedim. Ne yapacağımı bilemedim. Bekledim sadece bekledim. Haberlerini almıştım iyiydi ya o bana yeterdi. Varsın benden uzakta olsundu.

Fethiye'de bir otelde çalışıyordu orada kalıyordu. Onu görmeye giden adamım gayet iyi göründüğünü yüzünün güldüğünü söylemişti. Resimlerini çekip bana gönderiyordu. Bunlarla yetiniyordum yapacak bir şey yoktu. Elbet bir gün bana hak verecekti ve geri gelecekti.

Acısını kabullendiği zaman eskisi gibi olması için bende elimden geldiği kadarıyla destek olacaktım. Şimdilik dua etmekle yetiniyordum. Zaten başka yaptığım bir şey yoktu.

Şirkete git gel yapmaktan başka işim de yoktu, hevesim de yoktu. Bekliyordum umarım bekleten çok bekletmezdi. Beklenen bir an önce gelirdi ve bekleyeni mutlu ederdi.

Ece kızım geliyor arada beni zorla da olsa yemeğe çıkarıyordu. Benim yüzümden Barış ona da çok kızmıştı ama Ece onu anladığını ve sorun olmadığını söylemişti. Gözleri hiç öyle söylemesede.

Sami zaten her daim destekçim ve yıllardır benimle kalan bıkmadan usanmadan her derdime koşan tek dostumdu.

Hafta sonu evde olduğum bir gün yağmur yağıyordu. Yağmuru her zaman çok sevmişimdir. Gündüz olmasına rağmen hava hafif kapalı karanlık gibiydi. Yardımcım Merve'ye seslendim ama beni duymadı. Bende kendim mutfağa geçtim ve kahvemi yaptım.

Aldığım kahve ile yağmuru izleyebileceğim güzel bir köşeye geçtim oturdum. Eşim gitmiş oğlum gitmiş koskoca bu evde tek başıma kalmıştım. Ne gelinim ne torunum ne de başka bir çocuğum vardı. Sonuç koskoca bir yalnızlıktı. O kadar param vardı malım mülküm vardı. Emrimde çalışan bir sürü insan vardı. Yardım ettiğim onca insan vardı. Ama ben yalnızdım. Bu yalnızlık bazen beni korkutmuyor değildi.

Kapı sesi geldi kulağıma. Bugün hafta sonuydu gelmek istediğini söyleyen plan yapan biride olmamıştı. Muhtemelen Sami gelmiştir. Hafta sonu çalışacak kadar işkolik olan o vardı bir tek. Merve ortalıkta yoktu yine. Arka tarafta çamaşır asıyor olmalıydı. Kahvemi sehpaya bırakıp kapıya yöneldim.

Yeniden zili duyunca adımlarımı hızlandırdım. Kapıyı açtım ve gözlerime inanamadım.

Barış...

Gelmişti işte karşımdaydı. Hayal miydi? Gerçek mi? "Anne" diyerek boynuma atladı. "Oğlum canımın içi." diyerek sarılmasına karşılık verdim. Bu anı o kadar çok beklemiştim ki. Gözümüzden akan yaşlarla birbirimize sarılmaya devam ediyorduk.

Kendime geldiğim an "Gel, gel içeri sırılsıklam olmuşsun yavrum." dedim içeri çektim onu.

"Annem." dedi uzandı elimi öptü. "Hiç bir şey söylemene gerek yok oğlum. Evine hoş geldin." dedim ve yeniden sarıldım.

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Where stories live. Discover now