Bölüm 48

44 6 10
                                    

Ece...

Barış öfkesini kustuktan sonra arkasına bakmadan çekip gitmişti. Dur diyemedim. Acısını dindiremedim. Arkasından gidecek yüzüm bile yoktu.

Haklıydı da. Bana ne söylerse söylesin haklıydı. Benim onun eşinin yerine geçmeye hakkım yoktu. Bu oyuna baştan evet dememeliydim.

Ömer abi geldi yanıma omzumdan tuttu. "Sen elinden geleni yaptın Ece." dedi. Elimle gözümden damlayan yaşı sildim. Hayır hiç bir şey yapamamıştım. Sadece aptal gibi aşık olmuştum.

Semra teyze geldi sonra yukarı. "Özür dilerim." dedim başımı önüme eğip. Emanetine sahip çıkamamıştım. Yanıma yaklaştı boynuma sarıldı ağlamaya başladı. "Bu olanlar için ben senden özür dilerim kızım. Senin hiç bir suçun yok." dedi. Sakinleştikten sonra odaya geçtik. Barış'ın arabayı da alıp gittiğini söyledi. Adamlarına haber verdi ona ulaşmaları için.

Saatlerce bekledikten sonra haber geldi. Arabayı boş bir şekilde il dışına giden yolda terk edilmiş olarak bulmuşlardı. Aramaya devam ediyorlardı. Bir şekilde kamera görüntülerine ulaşmaya çalışacaklardı. Semra teyze olanlardan sonra üzgün bir şekilde aklı da Barış'ta takılı olarak eve gitti.

Sami baba ona başka bir araç göndermişti. Ömer abi de eve gitmek için çıkınca bende tek kalmıştım. Odama gitmek için hareketlendim.

Barış'ın odasının önüne gelince içeri girdim. O kokuyordu her yer. Yatağına gittim oturdum. Yastığını aldım kokladım. "Özür dilerim Barış.." dedim sessizce gözyaşlarımı akıtırken. Keşke acını dindirebilseydim. Keşke başka türlü tanışabilseydik.

Nereye gittin? Neredesin? Umarım kendine zarar vermezsin...

...

Ofisteki randevular bitince Esra'ya iyi akşamlar dileyip asansöre bindim. Bir üst kata kendi daireme geldim.

Barış gittikten sonra duramadım orada. Bende mekanı Asu ve Hasan'a emanet edip kendi daireme geldim. Ömer abide gitmiyordu zaten artık işi kalmamıştı kendi yerine gidiyordu o da.

Kapıyı açtım ışıkları açıp içeri girdim. Her şey o kadar boş geliyordu ki artık. Ben kendimi ne ara bu kadar kaptırmıştım. Gönlüm ne ara bu kadar kaymıştı.

Banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım. Aynadaki aksime baktım. Eski ben olmuştum. Saçlarımı eski siyah haline getirmiştim. Artık Barış'ın kızıl cadı dediği o kız değildim. Zaten ben hiç bir zaman o değildim. Sadece bir doktordum ve bunu da ondan saklayarak çok büyük bir hata yapmıştım.

Bir haftadır haber alamamıştık. Koskoca bir haftadır ona ulaşamıyorduk. Nereye gitti ne yapıyor bilmiyorduk. Ben böyleysem Semra teyzenin halini düşünemiyordum zaten. Hala bir ipucu bulamamıştı ve o da kafayı yemek üzereydi.

Tek sevindiği şey hastanelerden kötü bir haber gelmemesiydi ki bu da iyi olduğunun habercisiydi.

Her şeyden soyutlamıştım kendimi. Arda tatilini bitip giderken görüşmek istemişti ama dışarı çıkmamıştım. Yara yerim iyileşmiş hareket etmeme mani olmuyordu artık. Rutin hayatımı iş ev arasında yaşıyordum. İkiside aynı binada olduğu için dışarı bile çıkmama gerek kalmıyordu.

Kısacası sanırım bende depresyona girmiştim. Kendime filtre kahve yapıp balkona çıktım. Esen rüzgar saçlarımı uçururken gökyüzünde gördüğüm uçağa baktım.

Ya o uçaklardan birine binip başka bir ülkeye gittiyse.

Ya onu bir daha hiç göremezsem...

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Место, где живут истории. Откройте их для себя