30. Elpida ve Pepel

23K 1.4K 2.3K
                                    




*


MART 2021, İstanbul


*




Bahar tam da binadan çıkmak üzereyken bir kapkaç saldırısına maruz kalmış gibi titredi bedeni. Koluna asılan güçle kalbi hızlandı ve Lale'nin yüzünü görünce "N'oluyor?" diyemeden bedenini kızın kollarında buldu. "Geçmişim!" diyordu Lale. "Hoca ödevi kabul etmiş, geçmişim!"

Yine de ne olduğunu anlayamamıştı kız. Kendini Lale'nin kollarından kurtarınca eliyle gömleğinin yakasını tutup koynuna tükürür gibi oldu. "Delirdin mi sen?" dedi Lale'ye.

Oysa Lale neşe saçıyordu. "Delirmedim. Yani mutluluktan delirmiş de olabilirim. Yaptığın ödev vardı ya!" Tam burada durup biraz sesini kıstı. Ödevi başkasının yaptığı duyulabilecekmiş gibi etrafı kolladı. "Hoca ödevi kabul etmiş. Bir sene daha uzamıyor okul. Yani ben başka bir bok yemezsem bunun için uzamıyor."

Son derece rahat bir tavırla "Ödevde bir sorun yoktu ki zaten," dedi Bahar. "Yani sen neden bu kadar şaşırdın, ben onu anlamadım."

Bahar'ın yaptığı ödeve duyduğu güveni bile kucaklamak istedi Lale. "Ne bileyim kızım!" dedi mutlulukla. "Not düşmüş, formüllerin tamamı doğru değilmiş ama sonuç doğruymuş."

Bir kaşını kaldırıp "Nesi yanlışmış?" dedi Bahar. Tam olarak o an konuyla alakadar oldu ama Lale bunu öylesine önemsemedi ki!

"O kadar umurumda değil ki!" dedi. "Dile benden ne dilersen."

Kendine engel olamayan Lale bir daha sarıldı Bahar'a. Bahar şaşkın gözlerle sağına soluna bakınıp durdu. Sonra karşılık verdi kızın sarılışına. "Tamam tamam," dedi. "Ne güzel işte, geçmişsin." Tuhaf buldu bu sarılmayı. Bu yüzden ne diyeceğini bilemiyordu.

"Ne ısmarlayayım sana?" dedi bu kez Lale. "Sabahtan beri her yerde aradım seni. Kantine inmedin hiç. Sınıfta da bulamadım seni. Dersiniz yokmuş."

"Kütüphanedeydim," dedi Bahar.

"Hiç aklıma gelmedi, neyse ne ısmarlayayım sana?"

Aklı bir an önce okuldan çıkmaktaydı kızın. O yüzden gülerek "Bir şeye gerek yok. Geçen çay ısmarlamıştın zaten," dedi. Bir de ekledi. "Acelem var biraz."

"O sayılmaz," dedi bu kez Lale. "Karaköy'de güzel bir balıkçı var. Bir akşam çıkar mıyız beraber? Benden olacak her şey. Rakı içeriz belki ha."

Bir akşam çıkar mıyız demek, eylemin gerçekleşmesini bilinmeyen bir zaman dilimine dek erteliyordu. Bu yüzden bakarız ve bir akşamlı cümleleri seviyordu Bahar. "Bakarız," dedi. Böyle deyince kurtulacağını sandı ama bu kez telefon numarasını istedi Lale. "Arayacağım seni, boş bir akşamını söylersin bana."

Hızlı adımlarla çıktı okuldan. Beşiktaş'tan 30M'ye binip Akaretlerde aktarma yaptıktan sonra 28T için çok beklemedi. Önceki gün 30M'ye binmek istemeyip yürümüştü ama bugün yürümek için fazla yorgun hissedince bir duraklık yol için sıra bekleyenlerin arasına karıştı. Ancak şans bu ya, 28T dünden daha kalabalıktı, yarım saatlik yolculuğu ayakta geçirmek onu daha da yordu. İndikten sonrası ayrı bir keşmekeşti. Burası Şavşat Devlet Hastanesine ya da Oktay'la beraber gittikleri özel hastanelere yahut yaşını başını almış profesörlerin kliniklerine benzemiyordu. Caddenin dört bir yanı mutsuz insanlarla doluydu. Ağlayan çocuklar -hele birinin sesini tüm Avrupa yakası duymuş olmalıydı- yürümekte zorlanan yaşlılar, kafası kim bilir neyle dolu gençler, telefonla konuşanlar, sigara içenler, hastaneye değil fakülteye gelenler... Koşturmaca hiç bitmiyordu. Baş döndüren kalabalığın içinde Bahar kadar tereddütle adım atan, ne yapacağını ya da ne için burada olduğunu bilmeyen tek bir kişi yoktu.

Uyumadan Önce Tuttuğum DilekWhere stories live. Discover now