36. Yeni Bir Bahar

29.1K 1.5K 1.3K
                                    


Yoksuluz, gecelerimiz çok kısa, dörtnala sevişmek lazım.

Cemal Süreya



*



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yabancı balkona çıktığında dolunay bir çanak gibi gökyüzünde asılıydı. Rüzgâr yavaş, sokak sakindi. Bütün sükuneti bozan siren sesi kulaklarına dolduğunda önce ürktü. Kaçmalı mıydı? Yangın mı çıkmıştı? Âşka Eren Yokuşuna baktı, yaz gelmişti, ya tutuşsaydı dutluklar? Ya armut ağaçları hasadı göremeden yansaydı? Bulutlarla örtülü tepelerde ışık göremedi. Öyleyse neydi bu sirenler? Neye delaletti?

Bu sırada Efendinin penceresini açtığını gördü. bir ferahlık doldu içine. Bilse bilse Efendi bilirdi bu sesin anlamını. "N'oluyor?" dedi sessizce. Sesini duyuramayınca "Hu hu!" diye seslendi. Ellerini kollarını salladı havada. Efendi kendisine bakınca "Komşu bu nedir?" dedi. "Yangın sandım ama ateş göremedim. Yanmasın canım ağaçlar?"

Efendi de gözünü tepelere dikti. Ama yalan söyleyecek hali yoktu ya "Bilmiyorum," dedi Yabancıyaa. Yabancının paniği büyüyünce de "Hele bakalım," dedi. Ayını anda Düzkafanın evine çevirdiler gözlerini. Ses oradan mı geliyordu? Bütün gün sesi çıkmamıştı Düzkafanın. Sıkı Yönetim bitmeden çıkmazdı zaten ama yine de... Şaşırdılar.

"Düzkafaya baksak mı bir?" dedi Yabancı. Efendi başını salladı. "Bakalım. Bir hal gelmesin bu delibaşın başına."

Yabancı tedirgin, Efendi soğukkanlıydı. Sokağın orta yerinde buluştular. Hızlıca adımlarla yürüdüler. Ev karanlıktı lakin pencerelerden loş bir ışık yükseliyordu. Bir şarkı vardı çalan. Tarifi zor bir müzik sirenin keskin çığlığının ardında aheste aheste çalıyordu. O sırada pencerelerden biri aralandı ama görünen bir insan silueti yoktu. Onun yerine bir balon pencereden baş göstererek göğe doğru yükseldi. Tuhaf bir balondu bu. Üzerinde bir resim vardı ama anlamak zordu. Efendi ile Yabancı birbirine baktı. Evet, siren sessi bu evden geliyordu.



*

PAZARTESİ

*




"Selam!" diyerek beyaza boyalı koridora adım attı Bahar. Bedeninin ağırlık merkezinde bir sıkıntı vardı. Bir kolu sağa bir kolu sola sarkarken omuzu vücudunu öne çekiyordu ve sesinin çok mu yüksek olduğunu düşündü. Belki hastası vardı Levent'in. Belki uyuyan bir çocuğu rahatsız etmişti. Uyuyan hasta köpekler mesela? Güldü nedense ama hasta yakınları hastalardan daha tehlikeli olabilirdi. Düşüne düşüne elindeki kafesi ve omuzuna kürk gibi dolayıp kaldırdığı hortum ile market poşetlerini bir köşeye bırakırken koridordun bir ucunda Levent belirdi. Bahar sırt çantasını da yere bıraktı ve Levent'in sesiyle ardına döndü.

Uyumadan Önce Tuttuğum DilekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin