57.Poseidon ve Okyanuslar Tanrıçası🧜‍♂️

1.1K 76 83
                                    

○●🧜‍♂️●○•°🧜‍♂️°•○●🧜‍♂️●○•°🧜‍♂️°•○●🧜‍♂️●○•°🧜‍♂️°•○●🧜‍♂️●○•

Bir tarafı yeşil,sarı,kırmızı ve bir çok rengin içinde barındığı galaksinin toz bulutlarıyla, Midgard'dan bakınca küçük,ama orada adeta uydusu gibi görünen gezegenlerle çevrili, kocaman Altınla kaplı yuvarlak yapıtın önünde durmuş, sarı gözlerini ...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir tarafı yeşil,sarı,kırmızı ve bir çok rengin içinde barındığı galaksinin toz bulutlarıyla, Midgard'dan bakınca küçük,ama orada adeta uydusu gibi görünen gezegenlerle çevrili, kocaman Altınla kaplı yuvarlak yapıtın önünde durmuş, sarı gözlerini karşısında engin gibi görünen Diyarına dikmişti Bekçi.

Yağmurlu fırtınanın ardından çok sakin görünüyordu her şey.Tabii ışıl-ışıl parlayan köprünün altında boyutu gökyüzüyle aynı olan deniz dışında.Bu gün fazla coşkuluydu, dalgalarıyla gürleyen doğanın eşsiz parçası.Bekçi hoşnut ifadeyle süzdüğü, yalnızlığını paylaştığı uzun ömürlü arkadaşının neden böyle davrandığını bilmiyor, sebebinin dün gece Yıldırım Tanrısının bahşettiği sulusepken yüzünden olduğunu düşünüyordu.

Ama hiçte onun düşündüğü gibi değildi. Beyaz dalgaların kızgınlığının sebebi Denizler Tanrısının öfkesi,yaptığı efsunun bozulmasıyla gücünün varisine aktarılmasıydı.Şimdi tüm heybetiyle denizle bütünleşmiş vücudunu Asgard sarayına dikmiş, Trident'in yeni sahibini bekliyordu. Çünkü kendi öfkesinden pay ettiği denizi uzun saçlı çelimsiz kız nasıl dizginleyecek görmek istiyordu.

🧜‍♂️🧜‍♂️🧜‍♂️

Neredeyse öfkesiyle tüm Asgard'ı sular altında bırakacak Tanrının sabırsız bekleyişini umursamadan,yatağından bile yumuşak olan zemin üzerinde uzanmış,huzurla uyuyordu varisi.
Ona seslenen,hakimiyetini üstünde isteyen Denizi duymuyordu bile,çünkü sadece kulağını dayadığı yavaş atan kalp ritmleri yankılanıyordu,güzel rüyalar görmesini sağlayan zihninde.

O kalp atışlarının sahibi yüzüne yapışan narin elin etkisiyle istemsizce gözlerini açmak zorunda kalmıştı.
Önce burnu ve dudaklarını ağ gibi kaplayan parmaklardan kurtuldu,sonra zümrütlerini tavana dikti Tanrı.
Hàlà beyninde kendi ismi yankılanıyordu,narin bir ses tonuyla.
Bunu fark ettiğinde genişçe gülümseyip, çıplak göğsü üzerine serpilen saçlara indirdi bakışlarını.

Az önce yüzünden boynuna indirdiği eli alıp öptü, sonra eşinin yüzünü saçlardan arındırdı.Şimdi daha net görüyordu Rina'nın tatlı yüzünü.Gece ince çığlıkları,narin sesi odayı kaplayan kız nasılda huzurla,sessiz bir şekilde uyuyordu şimdi. Loki kulağında tekrar eden sesleri bir kenara iterek,eşinin yüzünde gezdirmeye başladı parmaklarını.

Artık gerçekten eşiydi, onu kimse alamazdı ondan. Rina'nın kendisinden kaçmasına da gerek yoktu. Bunu düşündüğünde keyifle gülümsedi Tanrı.Ona istediği gibi dokuna bilecekti, tüm akşamları onun yanında uyuyacak,kendi odasına gitmeyecekti. Her gününü,her saniyesini onunla rahatlıkla geçirecekti.İçi yine kıpır-kıpırdı Loki'nin.

Antlaşma🤍Where stories live. Discover now