"Elimi tutmak zorunda değildin,ölümlü!"
Loki içindeki huzursuzluğu atamıyordu bir türlü.Kızın ellerini bıraktı.
"Beni sevmek,sevgime karşılık vermek zorunda değilsin..Bir canavarım,gerçeği biliyorsun..."-yeşil gözlerini kaplayan hüzünle karşısındaki...
⚘Sizleri Volstagg'ın çöreklere olan sevgisinden daha çok Seviyorum⚘
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Her şeyin başlangıcı olan Asgard'dan milyonlarca yıldız ötesinde olan Yaşlı Şişko Dünya'da takvim yaprakları Ağustosun son günlerini gösteriyordu. Kısa süre sonra Altın ağaçlarıyla etrafı süsleyen Son Bahar gelecek diye Yaz tüm kızgınlığıyla sıcaklığını Buzlar ülkesine yaymakta devam ediyordu...
Onun sıcak intikamı bebeğini kucağına almasına ramak kalmış Tanrıça'nın sinirlerini daha da alt üst ediyordu.Rina beyaz elbisesiyle yatağında uzanmış tavanı izliyordu sıkıntıyla.Yorgun gözlerini kapattı uyumak için fakat aniden hissettiği sancıyla gözlerini açıp bakışlarını karnına çevirdi,hemen komodin üzerindeki bardağa attı elini.Suyunu içtiğinde acının kestiğini gözlemleyip,rahat nefes aldı.Yine yalancı bir sancıydı.
Uyuyamayacağını anlayıp,ela gözlerini odada gezdirdiğinde kulağına gelen seslerle açık kapıdan gelenlere baktı.Sarışın kız elinde büyük poşetlerle odaya neşeyle daldı,önündeki Tanrıyı arkada bırakarak. -Rina neler aldım neler! Kız dostunun heyecanına sevinirken, Loki göz devirmeyi unutmamıştı.Onu Asgard'dan çağırdığına pişman olmuştu bile. -O iğrenç şeyleri kızıma asla giydirmeyeceğim, midgardlı!,-diye yatağa oturdu eşinin yanına. Diana tınlamadan marka kutularda olan rengarenk bebek elbiselerini çıkarmaya başlamıştı.
Rina da dokusu pamuktan bile yumuşak olan giysilerde ellerini gezdiriyordu.Bu, bir az olsun kafasını dağıtmaya yetmişti. -Bunları giyinince çok şirin olacak,değil mi? -Evet,onu cici elbiseleriyle galerime götüreceğim!Sonra arabamla tüm ülkeyi gezdireceğim,-Diana sevinçle hayallerini söylerken,Loki de göz devirip durmuştu. Coşup,kızla kavga edecekti ama Rina'nın mutlu olduğunu görünce bu düşüncesini sildi.En azından Sarışın kız eşinin endişelerini,korkularını azaltmıştı. İstemsizce kendisi de yatağın üzerine serpilen minik elbiselerde gezdiriyordu gözlerini.Kim bilir kızı onlarda nasıl tatlı gözükecekti?Minik kızını düşlediğinde yüzünde gülümseme belirdi Tanrının.
Çok geçmeden yatakta oturup,elbiseleri inceleyen üçlünün dikkatini, terasın tül perdeleri arasından hızlı şekilde kanat çırparak odaya dalan kuşun ince sesi bozmuştu. Aynı Diana gibi Loki de irkilmiş,elindeki giysini bırakmıştı örtü üzerine. Yeşil parlak tüyleri olan kuş komodin üzerine konunca Rina'nın yüzünde kocaman gülümseme belirdi.Büyücü arkadaşından yine haber vardı demek ki...
-Susamış olmalı,-Diana su bardağının yanında olan kuşu süzdüğünde konuşmuştu. -Hayır,mektup getirdi,sadece,-Rina elini uzatıp kuşun bacaklarına takılı mektubu alacaktı,ama minik bebeği yüzünden yapamayınca Loki yardım etmişti. Tanrı bir anda yataktan kaybolurken irkilen Diana hàlà hiçbir şey anlamıyordu. Komodin arkasında belirip, mektubu aldı çit kuşundan Loki. Sonra eşinin yanında tekrar bitti. -Mektup kimden?,-Diana merakla sordu hemen,-Hogwarts'dan mı?Daha doğmadan teyzesinin gülünü,büyücü okuluna mı çağırıyorlar?? Alayla kahkaha atınca Rina da ona katıldı.
