~7.Bölüm~

172K 6.6K 2.5K
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🌹

Bölüm bildirimleri çoğu kişiye gitmediği için, tekrardan güncelleme yaptım.(:

🌹

Payedâr konağında, çok büyük bir saygı ile karşılanmıştı Demir aşireti. Yukarı terasa kurulan sofrada birtek kuş sütü eksikti resmen! Bir yandan yemekler yenmiş, bir yandan düğün tarihi konuşulmuştu. Yusuf Mirza ve Gülhanım ise ara ara birbirine kaçamak bakışlar atarak yemeklerini yemişlerdi. Çarşıda yaşanan o romantik anlardan sonra birlikte gelmişlerdi. Konağa geldikleri zaman ufak çaplı bir şok yaşamışlardı çünkü, Yâde Zelal ve torunları büyük salonda halay çekiyordu. Bu duruma Yusuf Mirza kızarken, Gülhanım tebessüm etmişti, Hayat dolu bir kadındı Zelal kadın. Daha sonra Gülhanım, hemen sofranın kurulmasına yardım etmişti. Ezma hanım gelinin bu hallerine içinden maşallah demekle yetinmişti. Gülhanım'ın on parmağında on marifet vardı resmen. Zelal kadın ise, konağa alışması için izin vermişti yardım etmesine ama evlendikten sonra, Gülhanım'a çok fazla iş yüklemeyecekti. Yemek faslından sonra, kahve içmeye gelmişti sıra. Yâde Zelal her ne kadar Gülhanım'a 'Sen otur' dese de Gülhanım, dinlememişti yengesi Yasemen hanımı da alıp mutfağın yolunu tutmuştu. İş yapmak onun ruhunda vardı. Mutfağın kapısına gelen ikilinin kaşları duyduklarıyla havalanmıştı.

- Üç tane kız çocuğu, yerine bir tane erkek çocuk doğursa idi. Kuma gelmezdi." Ayşe'nin sözleriyle ikili önce birbirlerine bakmışlar ardından mutfağa girmişlerdi. Ayşe yengesini görünce gülümsedi. Ve önündeki cips dolu tabaktan bir cips daha alıp yemeye başladı. Gülhanım'da ayıp olmasın diye hafif bir tebessüm etti. Ne demek üç kız çocuğu yerine bir erkek çocuk doğursa idi. Bu nasıl bir cümleydi? Ayşe bu cümleyi nasıl bu kadar rahat kurmuştu?

- Ayy bilmiyorum ama çok ağlamış Sevda. Üzerime nasıl kuma getirirsin diye." Evin çalışanı Esma hanım konuşmuştu bu sefer. Arkası dönük bulaşıkları yerleştirken, Hem nasıl ağlamasındı üzerine başka bir kadın gelmiş ve kocasının başka bir kadınla paylaşmak zorunda kalmıştı!

- Kahve yapacaktım." Dedi Gülhanım, varlığını hatırlamak adına. Esma hanım hemen arkasını dönmüş ve başını olumlu anlamada sallamıştı daha sonra cezveyi, kahveyi, fincanları tezgahın üzerine koymuştu. Gülhanım kahvenin başına geçip yapmaya koyulmuştu. Yasemen hanım ise kaşlarını çatmış az önce olan muhabbete takılmıştı. Ayşe'nin kumayı normal görmesini çocuk oluşuna vermişti. Geçip mutfak masasına oturdu.

- Kimin üzerine kuma gitmiş." Diye sordu Yasemen hanım merakla, kim bilir hangi zavallı kadının üzerine gitmişti. Kim bilir kuma giden kadın o konakta nasıl aşağılancaktı. Kuma geldin diye hor görülecekti... Esma hanım, sanki bir sır veriyormuş gibi mutfağın kapısına doğru bakmış konuşmuştu.

- Korkmaz aşiretinin Ahmet Ağası. Karısının üzerine karşı köyden kuma almış. Karısı üç tane üst üste, kız doğrunca umudu kesmiş ondan."dedi

Gülhanım duyduğu aşiret isimi ile buz kesilmişti. Geçen nişan alışverişinde önlerini kesmişti korkmaz aşiretinin küçükleri Miran ağa. Ne kadar kötü bir aşiret olduklarını tüm Mardin bilirdi. Kadınlara olan eziyetlerini, onları nasıl küçük düşürdüklerini insan içinde bir çok kez duymuştu.

- Evladın kızı erkeği mi olur Allah aşkına!" Dedi Yasemen hanım, öfke ile her gece yatmadan önce Allah'tan bir evlat dilenmişti. Kız, erkek fark etmez yeter ki kucağımız boş kalmasın demişti. Sonunda duaları kabul olmuş bir evladı olmuştu. Hiç bir zaman ne kendisi nede gelin gittimiş olduğu aile cinsiyete öyle çok önem veren insanlar değillerdi. Yüce Rabbim ne verirse kabulümuz demişlerdi. Bu konuda çok şanslıydı.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin