~36.Bölüm~

71.4K 4.5K 554
                                    

Maysa çıldırmış olmalı dediğinizi duyar gibiyim.
Hemen şuraya kocaman nazar boncuğu alayım.😋 hızıma nazar değmesin 🤤

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🌸



Hop hopun olsun oğlum
Gül topun olsun oğlum
Sıralı kavak dibinde -oy
Toyluğun olsun oğlum
Sıralı kavak dibinde -oy
Toyluğun olsun oğlum

Atem tutem men seni
Şekere gatem men seni
Akşam baben gelende -oy
Önüne atem men seni
Akşam baben gelende -oy
Önüne atem men seni"

Gülhanım niniyi söyledikçe, Mehran Efe yattığı yerde,  başını sağ sola sallıyor ve ona eşlik ediyordu ara sırada elleriyle alkış tutuyordu. Gülhanım'da arada dayanamıyor ve kocaman öpüyordu oğlunu. Bugün tam yedi aylık olmuştu Mehran Efe. Kocaman olmuştu, yattığı yerden doğruldu ve ocağın üstünde pişen yemeye bakmak için ayaklandı. Dün gece kocası ile çiftlik evine gelmişlerdi uzun zamandır. İş, güç derken birbirlerine doğru düzgün vakit ayırmamışlardı ve birlikte birkaç günlükte olsa vakit geçirmek istemişlerdi. Pişen yemeğin altını kapattı ve tekrardan salona oğlunun yanına döndü. Az önce yedi aylık çekimi yapmıştı. Her ay hiç üşenmeden Yağmur ile böyle çeşit çeşit,  çekimler yapmıştı ve çektiği her fotoğrafı güzelce çerçeveleştirmişti. Az öncede yedi sayısını arabalar ile yazmıştı. Gözü duvardaki saate ilişti, kocası biraz Karayel ile gezmek istemişti ve yarım saate gelirim demişti. Birazdan gelirdi tekrardan oğlunun yanına uzandı ve bu sefer kucağına alıp havaya kaldırdı. Oğlunun gülüşü odayı doldururken, Gülhanım daha çok güldü.

Meğer candan öte bir can varmış. Ve onun adı da Evlatmış, Mehran Efe'ymiş

En ufak ağlamasın da yüreği sızlıyordu. O istiyordu ki, Mehran Efe hep gülsün ağlamasın. Oğlunun ağızından akan şörük.( tükürükten) kaçmak için tekrardan oğlunu yere indirdi. Ve ağız mendili ile güzelce ağzını kuruladı. Uzun saçlarını bileğindeki toka ile topuz yaptı ve Mehran Efe'nin acıktığını hissediyordu. Sırtını koltuğa yasladı ve ince bluzundan, sağ göğüsünu çıkardı. Doğru hissetmişti Mehran Efe resmen, göğüsünu görünce ellerini ve ayaklarını heyecanla sallamaya başlamış ve  ağlar gibi sesler çıkarmıştı.

- Acıktın mı annem sen?"  Demişti şefkatle oğlunu kucağına aldı ve göğüsünun ucunu ağızına verdi. Mehran Efe anında emmeye başlamıştı. Sanırım Gülhanım'ın en sevdiği şey oğlunu emzirmekti. O kadar güzel bir duyguydu ki, bazen o hastanede ki günlerini hatırladıkça bu zamanlara daha çok şükür ediyordu. Kapının açılma sesini duydu, kocası gelmişti. Çiftlik evinde sadece onlar olduğu için rahatı Gülhanım..

- Yusuf Mirza salondayız." Demişti Gülhanım, ve birkaç saniye sonra kocası görüş alanına girmişti. Gri pijaması ve üzerinde kaslarını belli eden beyaz t-shirt ile oldukça yakışıklı gözüküyordu.

- Bazen sadece, Mehran Efe olmak istiyorum." Demişti Yusuf Mirza, karısının yanına gelip oturmuştu. Oğlu sanki geldiğini anlamış gibi hemen başını annesinin göğüsünden kaldırmış ve babasına gülümseyerek bakmış geri hemen annesinin göğüsüne saldırmıştı. İşaret parmağını karısının yumuşak göğüsüne koydu. En son ne zaman birlikte olmuşlardı hatırlamıyordu. Zaten  yazar da ramazan ayında çarpılırım korkusu ile onlara sevişme sahnesi yazmamıştı.

Parmağını ileri geri hareket ettirdi ve Gülhanım, gözlerini kapattı kocasına karşı zaten yoğun bir arzu içinde idi.

- Çok mu şey istiyorum gülüm?" Demişti bir çocuk gibi Yusuf Mirza, uzanıp karısının dudaklarına kapanmış ve derin bir öpücük kondurmuştu... Ve ortamı bölen bir ağlama sesi.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin