~45. Bölüm~

62.9K 4.7K 405
                                    

                 Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🤍

Elindeki kahve bardağını çöpe attı ve arabasına bindi. Emniyet kemerini taktı, derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdı Yağmur. Sabah erkenden dersi olduğu için Şahan'ın diğer arabasını alıp okula gelmişti. Dün gecenin heyecanını hala üzerinde taşıyordu, aklına geldikçe hem heyecanlanıyor hemde üzülüyordu. Şahan'ı seviyordu, ona kıyamıyordu. Ama bir yandanda o gece odaya geç gelmesini kabul edemiyordu. Dün gece Şahan, o sözlerden sonra odadan gitmişti. En iyi yaptığı şeydi zaten gitmek. Sabahta uyandığı zaman çoktan şirkete gittiğini görmüştü. Bu durumları ne olacaktı hiçbir fikri yoktu. Ve oldukça canı sıkılıyordu. Sabah Gülhanım'ı aramıştı konuşmak için ama açmamıştı. Büyük ihtimalle Mehran Efe'nin yaramazlıkları ile uğraşıyordu. Evin önüne gelince Şahan'ın arabasını görmesiyle içini heyecan kapladı. Arabadan indi ve aceleci bir tavırla eve doğru yürümeye başladı. Kapıyı açtı içerden gelen kokularla Şahan'ın mutfaktan olduğunu anladı. Derken gördüğü masa ile birkaç saniye duraksadı. Sade ve hoş bir masa hazırlanmıştı. Masanın üzerine gül yaprakları dökülmüştü, yüzünde istemsizce bir gülümseme oldu...

- Bugün herşeye en baştan başlayalım istedim." Şahan'ın sesini duymasıyla arkasını döndü. Yağmur başını olumlu anlamda salladı. Şahan gelip Yağmur'un elini tuttu ve sandalye oturdu. Geçip kendiside karşısına oturdu. Ela gözleri Yağmur'un şaşkın yüzünde do aşırken, gülmeden edemedi. Yağmur ise hala yaşadığı şeyin gerçekliğini sorguluyordu. Yemekleri yemeye başlamışlardı, konuşmuyorlardı ve Yağmur daha fazla sessiz kalmadı.

- Benimle bana acıdığın için mi evlendin?" Diye sordu yıllarca aklını kurcalayan soruyu sordu.

- Hayır. Sana hiç bir zaman acımadım. Yine olsa yine evlenirim seninle." Demişti Şahan keskin bir sesle, Yağmur'un yüzünde buruk bir gülümseme oldu. Kahverengi gözleri dolmuştu.

-Niye beni bırakıp gittin?" Diye sordu bu sefer, sesi titremiş boğazı acımıştı. Şahan önündeki bardaktan bir yudum su içti.

- İkimiz içinde en doğrusu buydu. Ben senin yüzüne bakmaya utanıyordum."

- Neden? Neden utanıyorsun Şahan?" Sesinin yükselmesine engel olamadı. Utanılacak ne vardı ortada? Anlamıyordu Yağmur!

- On beş yaşındaki kızın geleceğini töre denilen saçmalık belirlediği için. On beş yaşındaki bir kızın gezip, tozması, lazımken evde kocasını beklediği için... On beş yaşındaki kızın tek seçeneğinin evlilik olması!" Demişti sinirle, kabul edemiyordu bunları Şahan, hiç bir zaman bunları kabul edememişti. Vicdani bu konuda asla rahat değildi. Yağmur yüzüne vurulan gerçeklerle alt dudağını dişlerinin arasına aldı.

- Ben seni bekled-

- Beklemedin! Beklemek zorunda kaldın, sen beni beklemek zorunda kaldın Yağmur. O gece güvey odasında bu yüzden geç geldim saatlerce düşündüm. Bu kız beni beklemek zorunda bırakıldı diye kendimden nefret ettim." Diye kendini açıkladı, derin bir nefes aldı Yağmur'un ağlayan yüzüne bakmamaya çalıştı.

- Özür dilerim Yağmur. Herşey için özür dilerim, seni bu evliliğe mecbur bıraktığımız için.".

Yağmur sinirle oturduğu yerden ayağa kalktı. Gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi. Kızıl saçlarını arkaya doğru savurdu.

- Hiç düşündün mü? Ben olmasaydım bu kız ne olurdu diye? Ben söyleyim Şahan! Sen olmasaydın, ben kadının üzerine kuma giderdim, kendi hayatımla birlikte o kadınında hayatını mahvederdim! Okuma hevesim hayal olurdu, belki çocuk bile doğururdum! Hayatım daha berbart olurdu! Ben seni beklemeden hiç bir zaman sıkılmadım ki, ben seninle evlendiğim için hergün Allah'a şükür ettim. Senin, Yusuf ağabeyin ve diğer aile üyelerinin verdiği imkanlara bana yaşattıkları sıcak aile hayatına hep şükür ettim." Demişti öfke ile, Şahan Yağmur'un öfkelendiğini gördükçe sessiz kaldı. .

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin