Karargâha vardığımda kapıdaki askere baş selamı verip içeri gidip üzerimi değiştirdim ve kendi odama geçtim.
Odama geçtiğim de Ömer komutan masasında oturuyordu kafasını kaldırıp bana bakınca yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.
"Hoşgeldin. Çabuk toparlanmışsın iyi gördüm seni."
"Bu gün daha iyiyim ama birazdan başkalarını benden daha beter hale getirebilirim." Dedim alaycı bir gülümseme ile.
"Kimmiş o şanslı kişi? Piyango kime vurdu?" Dedi kahkaha atarak.
Bi aralar gözüme ayrı bir yakışıklı geliyordu.
Umay salak mısın kızım sen? Adam senin komutanın komutanın!
Kendi kendime düşüncelere dalmışken Ömer'in bana seslenmesi ile irkildim.
"Umay? "
"Kusura bakmayın Komutanım dalmışım. Şanslı kişi Emre. Abime bıçaklandığımı bir de ölümden döndüğümü söylemiş.
Kapının çalması ile kendimize geldik asker gir emrini aldığında içeri geldi.
"Komutanım Çınar Albayım sizi toplantı odasında bekliyor" Dedi askere dönüp.
"Sen çıkabilirsin biz geliyoruz. " Dedi
"Operasyon olabilir mi acaba?" Dedim
"Gitmeden bilmeyiz." Dedi ve ard arda odadan çıktık.
Albayın odasına girince biz hariç bütün ekibin burada olduğunu gördüm.
Biz oturduktan hemen sonra albay odsya girdi. Onun girmesi ile oturduğumuz yerden tekrar kalktık. Oturun emrini verdikren sonra yine ayni sekikde yerlerimize oturduk.
Ömer benim karşıma, Alparslan yanıma oturdu. Ömer'in yanına Aras ve Mehmet oturdu. Çınar Albay konuşmaya başlayınca onu dikkat onu dinledik
"Şehmus Özer, çocuk kaçakçılığı yapıyor. Uyuşturucularını da kaçırdığı çocukların üzerinde test ediyor. Bu operasyonda o adam bize canlı lazım ve bu seferki görevinin hepsinden daha zorlu olacak çünkü yanında 20'ye yakın çocuk olucak ve yanında bir paketiniz olacak. "dedi Ömer hemen konuşmaya başladı
"Bu paket canlı mı canlı ise bizim canlı getirmemiz mı gerekiyor?"Dedim
" Evet, elinizden geldikçe temiz çalışmaya bakın "dedi Çınar Albay operasyon hakkında bütün bilgileri bize verdi ve bugün çıkmamız gerektiğini söyledi
" Şimdi beni dikkatle dinleyin özellikle sen Umay bu Şehmus Özer'in lakabını söylemedim çünkü toplantıyı dinlemeyecegini biliyordum. "
"Siyah."dedi
Siyah, babamın katiliydi. Onun şehit olma sebebiydi.
"Emir komuta sende Ömer, Umay adamı bana sağlam getireceksiniz onun cezasını biz vereceğiz." Dedi
Herşeyi bir kenara çekip sordum. "Siyah orada olacak mı? Garantisi var mı?" Dedim kendimden emin bir tavırla. "Bilmiyoruz ama orada ise bize sağlam gelecek. Şimdi çıkabilirsiniz. Allah yâr ve yardımcınız olsun."
Tam çıkacakken tekrardan konuşmaya başladı. "Ömer Umay'a sahip çık adam bize sağlam lazım." Dedi
Albayın konuşmasının bitmesini ile birlikte odadan çıktım.
~
Helikopteri beklerken Ömer'e dönüp konuşmaya başladım
" O adamı bulduğumuz da beni tutmayacaksın komutanım. " Dedim
" Neden seni tutmam gerekiyor? Neden o adamı öldürme yemini ettin?" Diye sordu
Diyemedim ben babamın katilini öldürmeye gidiyorum diye. Diyemedim. Nede olsa anlayacak beni, anlamazsa da tutardı.
Öldüremesem de en azından ölümcül bir darbe atabilirdim herhalde.
~
Helikopter ile bir müddet gittikten sonra ormanlık bir alanda indik
İçimdeki öfke o kadar çok ağır basıyordu ki o adam her aklıma geldikçe babamın cenazesi geliyordu aklımaDaha 22 yaşındayken babam benim ellerimin arasında vermişti son nefesini.
Annemin çığlıkları, amcalarımın gizli gizli göz yaşlarını silmeleri, abimin feryadı gözümün önünden bir an olsun gitmiyordu. Hatırladıkça o adamı daha fazla acı çektire çektire öldürmek istiyordum.
Ben babamı gömdüğüm zaman yanına acıma duygusunu da gömmüştüm. Bu kadar zaman bekledikten sonra kimse bana onu öldürmeyeceksin diyemezdi.
............................
3. Bölüm sonuu
![](https://img.wattpad.com/cover/347445531-288-k171438.jpg)
YOU ARE READING
Ölü Ateşin Gölgesi
General FictionKendini babasının ve şehitlerinin intikamına adayan Umay, atandığı yerde aynı babası gibi kokan komutanına aşık olur. Umay'ı intikam ateşi o kadar harmanlanmıştır ki o adamı öldürmek için canını dişine takmıştır. Ama Umay'ın unuttuğu bir şey vardı...