46. Bölümü

53 3 9
                                    

1 ay sonra

Allah'ım şükürler olsun ya. Sonunda be!

1 aylık bir toparlanma sürecinden sonra artık karargaha dönüyordum.

Bu bir ay içinde değişen pek bir şey olmamıştı. Amcamlar ile konuşmamıştım ki bence haklıydım. Emre ile de konuşmamıştım.

Annemle ise aynı ev içerisinde bulunduğum için mecburen ufak tefek iletişim kuruyordum.

Fırtına timi ile görüşüyorum fakat Aras ve Mehmet ile o kadar da çok sıcak değildik. Sonuç olarak onlarda bana karşı durmuşlardı. Poyraz timi ile de konuşmuyordum. Zeyno' yu ise hastaneden çıktığım gün tek görmüştüm.

Gülce her an yanımdaydı. Ben, benimle konuşmayacağını düşünürken o daha çok yakınlaşmıştı. Ve Aras ile konuşuyorlardı. Fazla samimi, bir şekilde.

Ömer ile de birbirimize daha çok bağlanmıştık. Birbirimizi daha çok sevmiş ve daha çok kenetlenmiştik.

Bir hafta öncesine kadar da artık ilişkimizi ciddiye bildirmeniz gerektiğini söylüyordu. Bende her defasında daha çok erken olduğunu dile getiriyordum.

Murat yüzbaşı ile aramız gayet iyiydi. Her ne kadar ilk karşılaşmamız boktan olsada aramız iyiydi. Bir kaç defe bize akşam yemeğine gelmişti. Hatta film izlerken koltukta uyuya kalmıştık ve herkese alay konusu olmuştuk.

Ne yani 25 yıl sonra varlığından haberden olduğum abim ile film izlerken uyuya kalamaz mıydım? Hiç yani!

Yüzbaşı ile anlaşmış onu izin günümüzde abim ve babamın mezarına götürecektim. Tabi ben sadece götürecektim. Onlar ile birlikte mezarın başına kadar gidip tekrar dönecektim.

Abimi çok özlemiştim. Keşke oda aramızda olsaydı.

Babam için artık tüm keşkeler çürümüş, yok olmuştu. Artık babam için keşke dememeyi öğrenmiştim..

Son kez aynadan kendime bakıp siyah montumu üzerime geçirip odamdan çıktım. Karlar ermişti ama hava soğuktu. Merdivenlerden inip evin kapısına geldim. Eğilip siyah postal tarzı botlarımı da giyip portmantodan evin ve arabanın anahtarını alıp bu sefer evden çıktım. Arabanın önüne gelince binip kapımı kapattım.

Arabaya binmeyi özlemişim ya!

Arabayı karargahı önünde durdurup indim. İlk önce kamuflajı giydim.

Bu kamuflajın da ayrı bir havası, asaleti vardı vesselam.

Bordo bereli de başıma takip düzelttim.

Kapı çalınca " Gir " Diye komut verdim. "Er Salim Muhittinoğlu/ Muş Emredin komutanım! "Diye tekmil verdi.

" Rahat, söyle Salim?"

"Komutanım Çınar Albay sizi içtima alanına bekliyor. Size özel içtima yapacakmış. "

Bu iyi olmuştu. Ben gidip özel içtima isteyecekken onun yapması da ayrı bir sürpriz olmuştu.

"Tamam Salim sen çık ben 10 dakikaya geliyorum. "Dedim

Salim çıktıktan sonra içtima için uygun şeyler giyinip içtima alanına doğru yol aldım.

Oha amk!

Tüm karargah buradaydı. Gazamız mübarek olsun mu diyorduk?

Hızla albayın önüne geçip tekmil verdim." Yüzbaşı Umay Karaca / Hakkari Emredin Komutanım! "

"Rahat !" Dedi rahata geçip dik bir konumda albaya bakmaya başladım.

Ölü Ateşin GölgesiWhere stories live. Discover now