38. Bölüm

40 3 1
                                    




Umay'dan


Gözlerimi gelen sesler ile açtım. İlk önce ne olduğu idrak edemedim. Neredeydim ben? Hastanede olmam gerekiyordu. Ama burası harabe gibi bir yerdi. Etrafa bakmayı kesip kendime baktım. Ellerim tepemde olan tavanda sabitlenmiş çengele bağlıydı. Ayaklarım yere değmiyordu. Burası neresiydi? Benim burada ne işim vardı?

Hassiktir!

Kaçırılmıştım!

Çok iyi. Başka derdim yoktu bir de bunlar ile uğraşacaktım. Hava kararmaya yön tutmuştu. Açılan kapı ile içeriye ilk önce Evren piçi sonra ise Cingöz girdi.

Yüzünü görmek bile midemi bulandırıyorken şuan karşımda oturmuş piç gülüşü ile bana bakıyordu.

Daha sonra kapıdan biri girdi. Elinde tablet gibi bir şey vardı. Bir sandalye ile tam da benim karşıma koydu. Evren gidip önünde eğildi ve bir şeyler yapmaya başladı. Önünden çekilmeden önce sesi tam açtı. Önünden çekildiği an Çınar albayı gördüm.

"Umay.. " Diye bir fısıltı düştü dudaklarının arasından.

" Nasılsın yüzbaşı? "Diye yanıma yaklaştı cingöz.

" Sanane lan piç! "Diye bagırdım.

" Aa, olmuyor ama bu böyle. Ben senin son dakikalarını timine göstermek için neler yapıyorum sen ne yapıyorsun? Çok ayıp. "Dedi alayla.

" Emin ol son dakikalarımın olması için yalvaracaksın."Dedim kendimden emin bir ses tonu ile. Elini kaldırıp çenemi sert bir şekilde tutunca bagırdım.

"Dokunma lan bana piç kurusu! " Gözleri sinirle kısılıp bana bakarken suratıma attığı yumruk ile alayla ona döndüm.

"Bu mu lan son gücün. Biz bunu  şakalaşırken yapıyoruz. " Dedim. Arkasını dönüp tablete benzeyen cihazın önüne gitti.

"Size bir fırsat veriyorum. Ya esir aldığınız adamlarımı bırakır bu güzeller güzeli yüzbaşını alırsınız. Ya da onun ölümünü izlersiniz. Karar sizin. " Dediği bagırdım.

"Komutanım sakın! Sakın bu it'in oyununa gelmeyin. Sakın anlaşmaya girmeyin hiç birinize hakkımı helal etmem!" Albay olduğu odaya göz gezdirdiğin de başını olumlu anlamda salladı. Daha sonra tüm tim Tuğrul hariç gözümün önüne geldi.

"Bana bak lan orospu çocuğu! Ona dokunursan senin cibiliyetini sikerim. " Diyerek bağırdı Ömer. Daha sonda albayın yanında olduğunu hatırlayınca kendini toparladı.

"Ooo üsteğmen de buradaymış. Bak şimdi. Ya gelir sevdiğin kadını alır adamlarımı verirsin. Ya da sevdiğin kadına yapacağım şeyleri izlersin. " Dedi

"Sen bana hiç bir şey yapamazsın ecdadına tükürdüğüm!" Dedim yarım ağız gülerek.

"Sen daha anlamadın herhâlde. Biz anlatmaktan bıktık. Ama siz anlamamaktan bıkmadınız. Olsun ben tekrar söyleyeyim. Biz sizin gibi kansızlar ile anlaşma yapmayız. Gerekirse canımızı veririz ama yine de bir anlaşma içerisinde bulunmayız. Anladın? " Dedim.

"Çok emin konuşuyorsun yüzbaşı. Bu dediklerini sana yuttururum. "

"Gerekirse burayı kendimle birlikte yakarım. Olmadı patlatırım ama yine de bir anlaşma yapmam. Yaptırmam! " Dedim inatla.

Ölü Ateşin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin