29. Bölüm

43 3 0
                                    


" Yardım edin, baba kalk" Diye inleyen birinin sesi ile gözlerini açtı Derya. Bu ses ona çok tanıdık geliyordu. Tekrardan aynı sesi duydu.

"Baba beni bırakma" Diyordu. Ve bu sefer ağlıyordu. Derya hemen yataktan çıktı. Sesin kime ait olduğunu anlamıştı.

Bu ses Umay'a aitti.

Koşarak Umay'ın odasına girdi. Hemen yani başında diz çöküp

" Umay kalk. Umay kabus görüyorsun uyan"dedi. Ama Umay daha çok bağırdı.

"Baba, baba gitme" Diyerek ağlıyordu. Derya uyandırmaya çalıştıkça daha fazla bağırıyor ve daha şiddetli ağlıyordu. Zeyno da yanlarına gelmişti. İkisi birbirlerine bakıp tekrar Umay'a döndüler. "Umay kalk, hadi kalk" Dedi Zeyno. Ama Umay daha çok ağladı. Sesi binayı inletecek derecedeydi. Zeyno koşarak odadan çıktı ve kendi odasına gidip telefonunu eline alıp Turgul'u aradı. Bir kaç çalıştan sonra açmıştı. Zeyno Tuğrul'un bir şey demesine izin vermeden hemen konuştu.

"Abi yetiş. Umay kabus görüyo. Çok kötü kurban olayım yetiş " Dedi ve telefonu kapattı. Hemen gidip kapıyı açtı. Tuğrul merdivenlerden koşarak iniyordu. Umay'ın sesi ise koridor da yankılanıyordu. Tuğrul hemen odaya girip Umay'a baktı. "Umay, " Dedi ve sustu. Umay hem bağırıyor hemde çok şiddetli ağlıyordu. Derya aklına gelen ilk şey ile koşarak odadan çıkıp Ömer'in evinin önüne geldi. Kapıyı çaldı. Hemen sonra kapı açıldı. "Umay k-" Ömer onun bir şey sesine izin vermeden koşarak eve girdi. Tüm kasırga timi uyanmıştı. Ömer hemen Umay'ın odasına girdi. Tuğrul Umay'ı omuzlarından sarsıyordu.

Ömer Tuğrul'un omuzundan tuttuğu gibi geri çekti. Umay ilk defa bu kadar kötü olmuştu. Tüm kasırga timi odaya gelmişti. Ömer hemen sevdiği kızın yatağına oturdu. Daha sonra Umay'ı biraz kaldırıp kafasını omzuna dayadı.

Ömer Umay'a sarılıp konuşmaya başladı. "Umay, ben geldim. Hadi güzelim" Diye sakinleştirmeye çalıştı. Ama Umay hemen sakinleşemeyeceğe benziyordu. Ömer tekrar tekrar Umay'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. Umay yavaş yavaş sakinleşiyordu. Ömer Umay'ı kolunun üzerine yatırıp uzandırdı. Umay daha ağlıyordu. Ömer bir çok kez seslenmiş ve ona daha sıkı sarılmıştı. Kasırga timi Umay'ın odasının her yerinde oturmuş göz yaşları içinde Umay'ı izliyorlardı.

"Siz evlerinize geçin ben buradayım" Dedi Ömer hiç biri gitmek istemese de en azından salonda kalmayı kabul etmişlerdi. Hepsi odadan çıkıp kapıyı örtmüşlerdi. Umay hala ağlıyordu. Ömer yatağa uzanıp Umay'ın kafasını göğsüne koyup ona sarıldı. "Güzeller güzelim, bak ben buradayım. Hadi uyan birtanem" Diye tekrar etti Ömer. Bir on dakika sonra Umay sakinleşmişti. Yavaş yavaş gözlerini aralayıp Ömer'e baktı. "Ömer? " Dedi kısılmış sesi ile. "Benim birtanem, benim" Dedi Ömer gülümseyerek.

"Üzerimi örter misin? Üşüyorum" Dedi Umay. Ömer hemen Umay'ın üzerini örtüp yataktan kalkacağı sırada  "Gitme, sen gidince kabuslarım geliyor. " Dedi Umay. Ömer tekrardan eski pozisyonunu aldı ve daha sıkı sarıldı Umay'a. Umay sevdiği adamın göğsüne sinip uykuya daldı. Ömer, sevdiği kadını öyle görmeye dayanamıyordu ama ona iyi geldiği için de mutluydu. Ömer Umay'ın başının üzerine sayısız öpücük kondurmuştu. Ve her öpüşün de ise 'seni seviyorum'diye geçiriyordu içinden...

Gözlerimi açmadan nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Yerimden kıpırdandım ama belimi ahtapot gibi saran kollar hareket etmeme dahi izin vermiyordu. Ömerin olduğunu biliyordum . Bu yüzden gözlerimi açmadım. Daha sıkı sarıldım sevdiğim adama. Oda bana daha sıkı sardı kollarını. Daha sonra kendimi tekrardan uykunun derinliklerine bıraktım.
.

Gözlerimi aralamaya başladığım da uykuya daldığımı anladım. Derin bir nefes aldım. Ama Ömer'in kokusu yoktu. Daha gözlerimi açmamıştım. Tam gözlerimi açacakken kapının tıklatılması ile tekrardan kapattım. Kapı yavaş bir şekilde açıldı ve içeri biri girdi. Daha sonra pikenin bir ucu havaya kalktı. O zaman anladım kim olduğunu. Ömer beni tekrardan kollarının arasına alıp saçımı okşamaya başladı. Bende ona kollarımı sardım ve göğsüne biraz daha sindim. Açıkçası uyanmak istemiyordum. Çünkü uyandığım zaman her şeyi açıklamak zorunda kalacaktım. En azından bu süreyi biraz daha uzatıyordum. Belki de kendimi biyle kandırıyordum. Ömer'in eli saçlarımın aradında dolaşmaya devam ediyordu. Daha sonra boynumda dudaklarını hissettim. Huylandığım için yerimde biraz kıpırdandım. Bir kere daha yeni şeyi tekrarladı. Anlaşılan uyanmamı istiyordu. Hemen sonra kapı tekrardan çaldı. Daha sonra aynı şekilde aralandı.

Ölü Ateşin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin