30. Bölüm

33 2 0
                                    


Başımı masaya dayadım ve öyle bekledim. Omzuma koyulan bir el ile kafamı kaldırdım.

"Amca"

"İçeri gel kızım. Bir görevim var onu yapacağım. " Dedi başım ile onaylayıp ayağa kalktım. Salonun kapısına gelince amcam beni durdurdu. "Bak içeriye, ne görüyorsun? " Dedi. İçeriye bakmaya başladım. Ama gördüğüm tek şey benim yüzümden onca insanın içerisinde sakladığı mutsuzluğuydu.

"Benim yüzümden canı yanan bir çok insan" Dedim.

"Yok, yanlış görmüşsün. O söylediğin senin sadece içindeki pişmanlık. Tamam belki haklısın. Belki bu insanların senin istemsizce yaptıkların yüzünden canı yandı. Ama sadece onların canı yanmadı ki. Seninde yandı. Onların ki bir yandıysa senin ki bin yandı amcam. Bu senin kendine olan acı çektirme şeklin. Senin içindeki düşünce şu 'eğer ben kendimi suçlarsam canları daha az yanar' . Yanlış. Peki ben ne görüyorum biliyor musun? "Dedi ve sustu. Gözlerini gözlerimden ayırmadan tekrardan konuşmaya başladı.

" Bu kadar insan senin sayende bir arada. Eğer sen olmasaydın, kimse buraya toplanmayacaktı. Biz buraya gelemeyecektik. Neden biliyor musun? Annen ne olursa olsun dik durduğu için yıkılmak bize ağır geldi. Bunca insan senin sayende bugün bir araya geldi. Ben bu kareye bakınca herkesin içinde olan o mutluluğu görüyorum. Bu mutluluk hepsinin bir arada oldukları için olan mutluluk. Sen sadece kendini kötüye hazırlıyorsun. Kaldır gözünden o perdeyi. Bak bir kere daha etrafına. Geçmişin ile alakalı bir çok şey var burda. Ama o geçmişten kalan tek şey burada hüzün ve mutluluk. Hüzünün sebebi, aramızda olmalarını  istediğimiz kişiler. Mutluluğun sebebi ise, ne olursa olsun yan yana olmamız. Sen görmüyorsun mâdem ben anlatayım senin aslında ne gördüğünü. Bak ailen, hepsi bir arada mutlulular. Bak kuzenlerine, hepsi bir arada ve gülecek salak saçma bir konu bulmuşlar. Annene bak. O kadar acı üzerine yine ayakta ve ne olursa olsun mutlu olmayı biliyor. Bak şimdi timine. Sen olmasaydın hangisi gelirdi buraya. Hiç biri. Sen aslında burada olan herşeyi görüyorsun. Ama kabul etmek istemiyorsun. Baban, askerlerin, abin aramızda yokken mutluluk olsun istemiyorsun. Ama artık önüne bak. Karşındaki insanları mutlu ettiğini bil. Ve şimdi gir içeriye. Sen de mutlu ol, sevdiklerinle sevdiğinle... "Dedi ve içeri bir adım attı. Arkasından baktım bir süre. Tek diyebildiğim şey

" O kadar kolay değil "demek oldu. Ama kimse duymadı. Baktım bir kere daha karşımdaki manzaraya. Herkes bana bakıyordu. Emre ayağa kalktı. Kollarını açtı. Gözlerim doldu. Ama burada ağlayamazdım. Bu kadar insanın içerisinde yapamazdım. İçeriye adım attığım gibi koşarak Emre'ye sarıldım..

"Çok güzel konuştun ağzına sağlık" Dediğinde güldüm. Ondan ayrıldığım zaman herkes ile kısa bir kucaklaşmaya girdim. Herkes ile kucaklaştıktan sonra ayağa kalktım ve bizim time baktım. "Siz gelin benimle odalarınızı göstereyim. Eşyaları getirelim. " Dedim hepsi ayağa kalktı. Tam O sırada Cihangir amcam ayağa kalktı. "Asker selam dur " Diye bağırdı. Hepimiz aynı anda asker selamında yan yana dizildik. "Rahat" Dedi bu sefer. Rahat pozisyonunda durup bekledik. Amcam tam önümüzde durduğu zaman sadece bizim duyacağımız şekilde konuştu. "Ellerinize sağlık" Dedi kasırga timinin ağzından bir kaç kıkırdama duyuldu. Daha sonra amcam bana baktı. "Bu konu hakkında daha sonra bilgi alacağım. Şimdi ne yapıyorsanız yapın" Dedi.
Herkese odalarını gösterdikten sonra kendi odama çıktım. Aslında kızlar ile birlikte benim odamda kalacaktık. Ama sonradan ben abimin odasında kalmak istediğim için onlar benim odamda kalacaklardı. Poyraz timi bir odada fırtına timi bir odada kalacaklardı. Kızlar benim odamda ben ise abimin odasında kalacaktım. Kendime bir kaç parça kıyafet çıkardıktan sonra üzerimi değiştirdim. Hemen sonra kamuflajımı düzgün bir şekilde katlayıp dolabıma koydum. Annemlerin yanına gitmek için odadan çıktım ve merdivenleri inmeye başladım. Çok az ses vardı. Sanırım herkes gitmişti. Tabi Emre dışında.

Ölü Ateşin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin