35. Bölüm

39 3 0
                                    

Anlatamazdım.

Herşey bu kadar canımı yakarken ben onları dile getirmeye bile korkarken başkasına anlatamazdım. Derin bir nefes daha aldım ama aldığım nefes ağır geldi. Üzerimi değiştirip karargahtan çıktım. Hepsi bahçedeki kamelya da oturmuş beni bekliyordu. Onlara doğru ilerlerken beni ilk gören İlyas olmuştu.

Onun ayağa kalkması ile hepsi kalktı. Teker teker bana bakış atıp yanımdan çekip gittiler. Sona kalan sevdiğim ise başını iki yana salladı. Ve yanımdan geçerken kokumu derin bir şekilde içine çekti.

Ne olmuştu şimdi bunlara? Daha yeni bana umutla bakan gözleri neden bana saf kırgınlıkla bakıyordu. Hepsi kendi arabalarına doğru ilerlerken ben motoruna binip hepsinden önce karagahtan çıkıp Kader ablanın yanına sürmeye başladım. Onların küçük esnaf lokantanın önüne gelince durdum. Motordan inip içeriye girdim. Bir süre etrafa göz gezdirdikten sonra Kader ablanın eşi Eyüp amca ile göz göze geldim. Hemen yanıma geldi. Yanıma vardığı gibi sarıldım. Bu adama sarılmak sanki babama sarılıyormuş gibi hissettiriyordu. "Hoş geldin kızım. "Dedi babacan bir tavırla.

" Hoş buldum Eyüp amca. "Dedim ayrılırken.

" Nasılsınız? "

"İyiyiz kızım. Sen nasılsın? "

"Bende iyiyim Eyüp amca. Kader abla nerede? "

"İçeride kızım istersen geç yanına. Ya da sen otur ben sana yiyecek bir şeyler getireyim. "

"Yok amca ben sizi görmeye geldim. Kader ablayı görüp gidicem. " Dedim ve mutfağa gittim. Arkası dönük şarkı mırıldanan kader ablayı görür görmez istemsizce gülümsedim.

"Kader abla? " Diye seslendim benim geldiğimi anlaması için. Bana doğru dönüp güldü ve yanıma gelip sarıldı. "Hoş geldin kızım. " Dedi ve aniden geri çekildi.

"Umay kızım sen zayıflamışsın. Yemek yemiyor musun yoksa? "

"Yiyorum. Hem bizim kızlar beni ac bırakmıyor" Dedim ve biraz daha sohbet ettikten sonra ben eve gelmiştim. Ama evde bulduğum not beni yıkmaya yetmişti.

"Biz artık üst katta kalıyoruz. Evinde sana mutluluklar..
Zeyno ve Derya"

Elimdeki not kağıdı buruşturup çöpe attım. Ne zaman böyle bir karar vermişlerdi? Ne zaman evi  bulmuşlardı? Ne zaman eşyaları toplamışlardı hiç bir fikrim yoktu. İyi olmuştu. En azından uykuları bölünmeyecekti. Yavaş adımlar ile salona geçtim. Koltuklardan birine oturup şuana kadar yaşadıklarımı göz önüne getirdim. Daha sonra ise bu evin bu kadar sessiz olması canımı yaktı. Düşüncelere dalmışken telefonum çaldı. Annem arıyordu. Aramayı yanıtlayıp hoparlöre verdim.

"Annem."

"Kızım ben amcanlar ile konuştum. Yarın ben eşyalarımı toplayıp bir diğer gün de oraya gelirim. "

"Tamam ben komutanım ile konuşayım ben yarın oraya gelirim. Birlikte eşyaları toparlayıp diğer gün de yola çıkarız. "

"Tamam kızım. İyi geceler. "

"Sana da anne" Dedim ve telefonu kapattım. Saat dokuz buçuktu. Tekrardan ayağa kalkıp Evden çıktım. Tuğrul'un evinin önüne gelince kapıyı çaldım. Bir süre sonra kapıyı Zeyno açtı. Şaşırmıştı. Hiç bir şey söylemeden direk konuya girdim.

"Tuğrul komutan içerde mi? " Dedim buz gibi sesimle. Beni başı ile onayladı. Sonra kapıyı ardına kadar açtı. İceriye girip ayakkabılarımı indirdim. Daha sonra salona geçtim. Maşallah bunlar can ciğer kuzu sarması olmuşlar. Tüm kasırga yine bir arada ama bensiz. Direk Tuğrul'un önüne gidip asker selamı verdim.

Ölü Ateşin GölgesiWhere stories live. Discover now