23. Bölüm

54 2 0
                                    

Saatlerdir kamuflaj ile birlikte ameliyathanenin önünde bekliyorduk. Saatlerdir Ömer içerde bana gelen kurşunun önüne atladığı için ölüm ile cebelleşmek zorundaydı. Ve bu da benim kendimi suçlamam için yeterli bir sebepti.

"Umay hadi gidip üzerimizi değiştirip geri gelelim. " Dedi Alparslan.

"Yok gitmeyelim. Bekleyelim. " Dedim ve tekrardan önüme döndüm. Ameliyat kapısının hemen yanında yere çökmüş bir vaziyette bekliyordum.

Saatlerdir kafamın içindeki cümleler artık beni deli edecek bir vaziyetteydi. 'Benim yüzümden. O beni korumak için kurşun yedi. 'Diye tekrardan geçirdim aklımdan.

Sanki bir el kalbimi avucuna almış sıkıyordu. Oda giderse benim kimim kalır ki. O giderse ben biterdim. O olmazsa ben olmazdım.Ömer olmazsa Umay olmazdı. Ayağa kalktım ve ekibin oturduğu sandalyelerin önünde durdum.

"Siz nasıl kardeşsiniz? Kardeşiniz benim yüzümden orada yatıyor. Benim yüzümden anlıyor musunuz? Siz de gelmiş burada oturuyorsunuz. Bir şey desenize bana. Bağırın çağırın, kızın ama böyle oturup susmayın. Alparslan. Bana bak. Benim yüzümden Ömer orada. Bana gelen kurşunun önüne atladı diye orda. Benim yüzümden orda. Kalk bana birşey söyle "

"Sus artık sus! Benim kardeşimse senin de sevdiğin! Sen ister miydin böyle olmasını?! İstemezdin! Ama oldu! Kendine gel! Kendini suçlama! Kardeşim sağ salim çıkıcak tamam mı?!Sonra hepimize kızıcak! Burda böyle oturduğumuz için! En çok da sana kızıcak! En sevdiği gözlerine bu işkenceleri çektirdiğin için! Ömer eğer senin önüne atlamasaydı şuan odada yatan sen olacaktın! Sen nesin?!  O benim kardeşim de sen nesin?! Sen de benim kardeşimsin! Emin ol böyle olması daha iyi oldu! Yoksa Ömer'i kimsetutamazdı!  "Diye bağırdı.

Tekrar ağlamaya başladım. Dudaklarımdan bir hıçkırık çıktı. Ve olduğum yere çöktüm. Alparslan yanıma gelip oturdu ve beni kendine çekip sarıldı. " Alparslan ben bir kere daha bunu kaldıramam. O da giderse ben niye varım? Bir kişinin daha o adamın kurşunu ile ölmesine izin veremem. Gitmez demi? beni bırakmaz. "Dedim.

" İnşallah. İnşallah bırakmaz seni"dedi.

O seni bırakmaz demedi..

"Hadi gidelim üzerimizi değiştirip gelelim. Daha Ömer'i geç uyandı diye dövecez hadi. "

................

Ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı içeriden. Hemen yanına koştuk. Yüzündeki ifade bile her şeyi ortaya koyuyordu.

"Tüm çabalarımıza rağmen hasta hayatını kaybetti. Başınız sağolsun" Dedi. O an başımdan aşağı kaynar su döküldü gibi hissettim. Nefes alamadım.

"Yo yo yo yo hayır. Olmaz. Ömer ölemez. Olmaz bir kere daha olmaz. Ölmedi O yalan söylüyorsun. Yalan. Ömer ölemez. Ölmedi yalan söylüyor. Alparslan, Aras. Bir şey söyleyin. Ömer ölemez. Ona bir şey olmaz desenize. Susmayın lütfen. "

Ne demişti o doktor?Ömer öldü mü? Yo hayır ölmedi ölemezdi. O beni bırakmazdı. O bana bu acıyı tekrardan yaşatmazdı. Kalbim çok ağrıyordu. Babam gittikten sonra ilk defa kalbim böyle ağrıyordu.

Herkes ağlıyordu. Ekip ve ben...

Etrafıma bakıp sinirimi atabileceğim bir şeyler aradım. Hemen yumruğumu yanımda olan duvara vurdum. "Ölmez, O ölmez! Yalan söylüyorsunuz! " Diyerek duvarı yumruklamaya devam ettim. Kalbim çok ağrıyordu.

Sanki zaman durmuş da bir daha asla devam etmeyecek gibi. Zaten öyle olmayacak mıydı? O giderse benim için hayatın anlamı mı kalırdı. Alparslan gelip bana sarıldı.

Ölü Ateşin GölgesiWhere stories live. Discover now