37. Bölüm

38 3 0
                                    

Etrafımdan o kadar çok ses geliyordu ki başım ağrıyordu. Gözlerimi açmak istemiyordum. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Ne olmuştu bana? Derken geldi aklıma herşey. Herşey eksiksiz bir şekilde doldu aklıma.

'Abini sen öldürdün Umay Karaca! '

'Abinin katilisin sen! '

'Keşke abin yerine sen ölseydin! '

'Keşke kardeşlerim yerine sen ölseydin! '

'Keşke Tuğrul abi yerine sen yatsaydın orada'

'Ben senin yüzünden sevdiğim adamdan oldum be! '

"Hayatımıza girdiğinden beri hiç bir şey doğru gitmiyor! '

'Senin yüzünden! Hepsi senin suçun! '

Boğazıma bir yumru oturdu yutkunamadım. Daha fazla düşünmemek için sesli bir şekilde nefes aldım ve gözlerimi açtım. Açar açmaz gözlerimden yaşlar boşaldı. Daha sonra derin derin nefesler almaya başladım. Nefes alamıyordum artık!

" Annem. Güzel yüzlüm! "Diye ayağa kalktı annem daha sonra odada bulunan herkes. Yani kasırga ve Cüneyt. Annem ellerini yanaklarıma koydu.

" Annem iyi misin? "Diye sordu annem telaşla. Nefesimi düzene koyduktan sonra" İyiyim. İyiyim sakin ol. "Dedim telaş yapmaması için.

" Nasıl iyisin Umay?! Gözlerini açtığın an gözyaşları boşaldı gözünden. Canın mı yanıyor? "Dedi. Başım ile onayladım. Yalan değildi canım yanıyordu. Ama gözlerimden boşalan yaşların sebebi bu değildi.

" Tamam. Ben hemen doktora haber vereyim. "Dedi ve koşarak odadan çıktı.

" Güzelim? İyi misin? "

" İyiyim. "Dedim ve Ömer'e döndüm.

" Şunu biraz kaldırır mısın?". Ömer yatağın kumandasını alıp beni biraz dikeltti. Biraz doğrulduktan sonra gözlerimi elimdeki seruma diktim. Aklıma gelen şey ile hemen odaya çevirdim bakışlarımı.

" Tuğrul? İyi mi o? "Dedim kaşlarımı çatarak.

" Burdayım ben yalnız. Ben dışında her yere baktın da " Sesin geldiği yöne çevirdim bakışlarımı. Tuğrul oturmuş bana bakıyordu. Bir dakika. Hava mı aydınlanmıştı? Evet.

" İyi misin? "Diye sordum. " İyiyim merak etme " Dedi. Hemen sonra ise kapı açıldı. Önde annem arkada doktor girdi içeriye. Doktor tam da ayak uçlarımda durdu.

" Nasılsınız Umay Hanım? "

"İyiyim."

"Ağrınız var mı? "

"Biraz."

"Doğal. Yaranız mikrop kapmış. "

"Doğal. Yaralandıktan bir saat sonra muayene edildi. " Dedim bende aynı şekilde.

"Umay hanım. Bu basit bir şey değil. Simdi size bir şey söyleyeceğim ama sakin olun. " Dedi. Daha sonra ayağımın üzerindeki pikeyi açtı. Ne yapmaya çalışıyordu? Elindeki iğneyi ayaklarıma yaklaştırdı ama değdirmedi. "Umay hanım maalesef ufak bir ihtimal ayaklarınızı  kullanamama gibi bir durumunuz olabilir" Demesi ile gözlerim aniden doldu. "Ne diyorsun lan sen! " Diye bagırdım. Diğerleri sadece izliyordu. Anlaşılan haberleri vardı.

"Sakin olun. Daha sizi muayene etmedim. Zaten ufak bir ihtimal. Şimdi bekleyin. " Dedi ve elindeki iğneyi ayağıma bastırdı. Herkes bana beklenti ile bakıyordu. "Hissettin mi? " Diye sordu.

Derin bir nefes aldım ve gülmeye başladım.
"Hissettim." Dedim. Benimle birlikte herkes güldü. "Üç gün sizi burada misafir edeceğiz Tuğrul Bey ile birlikte. Geçmiş olsun. " Dedi ve çıktı.

Ölü Ateşin Gölgesiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن