42. Bölüm

36 3 0
                                    

"Canını çok yaktılar mı? Diye sordum. O ise alayla sırıtıp " Abin olduğumu öğrendin diye bana acımak zorunda değilsin "dedi

Ona acımıyordum. Aksine acınacak halde  olan bendim. " Sana acımıyorum. Emin ol şuan senin bana acıdığını düşünüyorum. "

Hayretle bana çevirdi bakışlarını. "Asla! Sana acımıyorum. Sana neden acıyayım? "

"Bir abim olduğunu bana söyleme zahmetine bile girmemişler. Umut etmeyeyim diyeymiş. Belki o zaman umut etseydim abime daha çabuk, daha erken, farklı bir şekilde kavuşacaktım.

Şimdi bana doğruyu söyle Yüzbaşı. Canını çok yaktılar mı? "

"Yakmadılar. İçin rahat olsun. " Dedi. Başımı iki yana salladım. "Yeme beni Yüzbaşı. Nerede görülmüş Türk askerinin evladını eline geçiren itlerin onlara zarar vermeden bıraktığı? "

Gözündeki ifade çok değişikti. Ne desem boş olduğunu biliyordum.

"Beni sevmediğinizi biliyorum komutanım. Ama bu olanlar çok saçma. Bir abim var. Ben doğmadan kaçırılıyor. Bana bir abim olduğundan bahsedilmiyor. Ve ben yıllar sonra abim ile bir çatışmada karşılaşıyorum. Daha ne olduğunu anlamadan kavga ediyoruz. Günler sonra ise abim olduğunu öğreniyorum. "

Gözleri dolmuştu. Neden bilmiyorum ama şuan ona sarılıp deli gibi ağlamak istiyordum.

"Seni sevmediğimi mi düşünüyorsun? Umay ben seni seviyorum. Sen benim kardeşimsin. Sen o soğuk oda da cansız gibi uyurken ne yaşadığımı Ömer biliyor. Ben sen doğmadan önce seni nasıl seviyorsam şuan da öyle" Dedi ve sonra gözlerini sıkıca yumdu.

Derin bir nefes almak istedim. Fakat yine canım yandığı için inledim.

Hemen gözlerini açıp yanıma geldi.  "Umay iyi misin? Canın mı yandı? Noldu Umay? " Telaştan havada duran elini kavrayıp tuttum.

"Ben iyiyim. Sakin ol. Derin nefes alamıyorum kaburgalarım kırık malum"

Kaşları havaya kalktı. Bir şey isteyecekti.

"Umay.. Şey.. " Diyip elini ensesine attı.

"Sana sarılabilir miyim? Tabi istemezsen anlarım. " Şuan gözüme çok tatlı görünüyordu.

"Sarılabilirsin" Dedim ve yerimde biraz daha doğruldum. Rahat bir pozisyon da durunca gelip bana sarıldı. Bende sarılmak istiyordum. Ama kollarım da sargı vardı.

"Bende sarılmak istiyorum! "Dedim mızmızlanarak.

Güldü." Ben sarılıyorum ya yetmez mi?"
Güldüm ve başımı boynuna gömdüm.

Amk çok güzel kokuyor! Ve bir de baba gibi... Güven veriyordu...

"Yüzbaşı? " Dedim mayışmış bir seste.

"Efendim? " Dedi.

Ne söylediğimi bilmiyordum. Lütfen ağzımı kapatsın biri..

"Benim babam olur musun? Bizim babamız yok. "

Saçımı öptü. "Olurum. Sen yeter ki iste. "

Hala saçımı öpüyordu. Bu beni rahatsız etmiyor aksine hoşuma gidiyordu.

"Saçım ile oynuyorsun. Uykumu getiriyor. "
Yine güldü.

"Uyu o zaman . "

"Yüzbaşı? "

"Efendim."

"Ömer ve fırtına timi dışında kimse gelmesin yanıma. Onlar ile konuşmak istemiyorum. " Dedim.

Ölü Ateşin GölgesiWhere stories live. Discover now