My Body Has Been Possessed By Someone (ÇEVİRİ)

118.Bölüm

"Burada mısın?"

Canna, Sylvien'in ofisine gitti.

"Biraz erken geldim. Sorun değil, değil mi?"

Boşanma anlaşmasının hazırlanması
Canna belki de heyecandan dolayı söz verdiğinden 20 dakika önce geldi.

"Elbette. Lütfen oturun ve bekleyin."

Ben kanepede otururken hizmetçi yanıma yaklaştı.
Adını hatırlamıyorum ama hizmetçinin yüzü tanıdıktı.

"Çay ister misiniz Düşes?" Canna'nın yapamadığı

son derece kibar bir tavırdı .
Bu görüntü karşısında kahkahalarını tutamadı.

"Evet."

Bir süre sonra hizmetçi elinde dumanı tüten sıcak bir çayla dışarı çıktı. Ağzıma girer girmez.

<....!>

Tuzlu.

Sanki deniz suyu içiyormuşum gibi dilim karıncalandı.

<Bu insanlar, hala akıllarını kaçırmışlar.>

O hizmetçi, çok iyi tanıdığım bir çalışandı.
Zhu hwa'ya bu tür çayları onlarca kez veriyor.
Ama hâlâ inanamıyorum.

<Josephine, kayınvalidem düzensiz disiplini yeniden kazanmış görünüyor.>

Çalışanların sahibine bağlı. Canna çay fincanını bırakarak hizmetçiye ters ters baktı.
Seni azarlamamı mı istiyorsun?
O hizmetçi bir şeyler yapmaya hazırlanmış olmalı.
Ama birdenbire kendimi boşlukta hissettim.

<Şimdi savaşsam bile bu bitmeyecek.>

Josephine'in tavrı değişmediği sürece çalışanları canna'yı taciz etmeye devam edecek.
Bu yüzden gerçekten memnunum. Sylvien'den boşanıyorum.
Sonra Sylvien karşısındaki kanepeye oturdu.

"Beklettiğim için üzgünüm."
"Hayır, erken geldim."
"Bunu sabırsızlıkla bekliyor olmalısın."
"Elbette."
"Beklentilerinizi karşılayabildiğime sevindim."

Bunu söyleyen Sylvien belgeyi Canna'ya uzattı.

"Bu… … ?"
"Bunlar İmparatorluk Ailesi'ne, tapınağa ve Yüksek Mahkeme'ye sunulması gereken belgeler."
"......"

Peillon Adası'ndan dün dönmüş olmalısın, şimdiye kadar bunu hazırladın mı?
Neyse, makine gibi insan.
Tanıdık görünüyordu. Yapması gerekeni bir makine gibi hızlı, hızlı ve doğru bir şekilde yapan gerçek bir insan.
Geçmiş evliliğimden beri buna aşinayım.

<İşinle evlen, seni kayıtsız adam.> (evet evet!)

Canna'nın birkaç gazeteyi incelediğine dair izlenimi çarpıtılmıştı.

"Bu ne?"
"Gördüğünüz gibi boşanma sebebini yazmamız gerekiyor."
"Hayır ama... Bir sayfayı sebeplerle doldurmak diyor."

Bu bir özür mektubu değil, bir görev değil ama bir makale!
Ancak Sylvien belgeleri sessizce teslim etti.

"Yazmayı çoktan bitirdim."
“.......”
“Bayan Canna'yı ne yapardınız? Şimdi buraya yazar mısın?
“Şimdi buraya yazacağım.”
“Tamam.”

Silvien bir dolma kalem ve mürekkep verdi.
Kabul ettiğim anda parmak uçlarım fırçalandı.
Sert nasırlarla birlikte serin bir vücut ısısıydı.

<Yazacak çok hikayem var.> (aa, bir üçleme mi yazacaksın? hahaha) )

Canna kağıda yazmaya odaklandı.
Sayfa, kayınvalidesiyle yaşadığı anlaşmazlık, çalışanlarının aşağılık kompleksi ve kocasının ilgisizliği gibi yazılacak hikayelerle doluydu. Sylvien onun
karşısında oturup sessizce onu izliyordu. canna.Gün
ışığıyla dolu odada erimiş ışık siyah saçlarının üzerinde parlıyor.Saçları
canna'nın yanağına dağılırken beyaz parmakları kulaklarının arkasında geziniyordu.
Açıkta kalan kulağında parıldayan saf beyaz inci küpeler. Görmedi.
Bununla birlikte, mücevher konusunda büyük bir ustalığı olan Sylvien, bunun çok değerli bir hazine olduğunu biliyordu.
Sylvien'in gözleri yavaşça aşağı indi. Onun pürüzsüz boynundan geçti ve mavi renkte parlayan bir kolyeye yöneldi.
Bu kolyeyi tanıyordu. Kısa bir süre önce soylulara açık artırmayla satıldı ve en yüksek fiyata satıldı. Cullen Edis'in eline düşen kolye artık Canna'nın boynunda asılıydı.
Sylvien gözlerinin arasındaki boşluğu daralttı.
Sadece bu degil. Pahalı boyası sayesinde kimsenin kolay kolay elde edemeyeceği mavi ipek bir elbise ve ince bilekli platin bir bileklik.
Her şey birinci sınıftı.
Kötü takarsanız gömülecekler ve sadece mücevherleri göreceksiniz.
Ama Canna için ona ışık katan sadece bir mücevher parçasıydı. Canna, zekaya hayran kalan bir kadındı.
Bunun sadece Canna'nın güzel görünümünden kaynaklanmadığını biliyordu.
Ama son sefere kadar bundan haberi yok.
Sylvien derin bir nefes alarak yeniden gözlerini kaldırdı. Saçları arkasına sarkan küçük kulağına baktığında.
Oh, saçlar yine dağıldı.