Jimin başından beri Jungkook'a ait olduğunu bilmiyordu.
O Jungkook'un hem yenilgisi hem de büyülenişiydi.
Ya da çılgın bir takıntısı...?
³³³³³³
Saçlarımı yanaklarıma çarpan buz gibi bir esinti, neredeyse sözlerini bana ulaşmadan yutacaktı.
Ardından...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
³ ♡ ³
Jimin
Yaş 22, ekim 2013
Karanlık öyle zifiri ve durgundu ki bilinçaltıma sızdı.
Genellikle gerçeklikten bir kaçış, çılgınlıkta bulduğum bir rahatlıktı karanlık. Fakat bu sefer bana bir şeyler fısıldıyordu; şu an uyanmamamı, hiç uyanmamamı söylüyordu. Ne yazık ki uzaktan gelen tiz bir ses ondan daha yüksekti. Gözlerim titreyerek açıldı ama bir ağrı başıma bıçak gibi saplandığında gözlerimi tekrar kapattım.
Rrring. Rrring.
İnleyerek yerimde dönünce elim çıplak bir göğüsle buluştu. Bir şey hareket etti, bir yapboz parçası yerine oturdu.
Rrring. Rrring.
Parmaklarımı açarak elimi göğsünde gezdirdim. Çok sıcaktı. Çok pürüzsüzdü. Doğru değildi.
Rrring. Rrr...
Bir erkek, "Ne bok istiyorsun?" diye söylendi.
Kanım, damarlarım ve kalbim buz gibi oldu, dünyam ani bir darbeyle parçalanıp etrafımdaki zemine saçıldı.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı, başımdaki ağrı göğsümde büyüyen daha güçlü bir ağrıyla arka plana atılmıştı.
Midemde derin bir bulantı dolaşırken çarşafları üzerime çektim.
Adam aramayı sonlandırdı, telefonunu komodinin üzerine attı ve gözlerini kapadı. Havaya yayılan yoğun bir gerilim anından sonra gözlerini tekrar açtı ve doğrudan bana baktı. Saldırgan bir sessizlik tenimi yalarken birbirimize baktık.
"Tanrım." Nico'nun gözlerini tekrar kapatmadan önce mırıldandığı tek söz bu oldu.
Yataktan sarktım ve midemdeki her şeyi kustum. Asit boğazımı yaktı. Elimin tersiyle ağzımı sildim.
Yüz karası.
Değersiz.
Sevimsiz.
Sürtük.
Bir şey olmadı.
Yalan, diye fısıldadı karanlık.
Her yanımdaki izlerin -el izleri, diş izleri, dudak izleri- kalp kırıklığı ve metalden yapılmış pençelerle tenimde, ruhumda gezindiğini hissettim.
