Jimin başından beri Jungkook'a ait olduğunu bilmiyordu.
O Jungkook'un hem yenilgisi hem de büyülenişiydi.
Ya da çılgın bir takıntısı...?
³³³³³³
Saçlarımı yanaklarıma çarpan buz gibi bir esinti, neredeyse sözlerini bana ulaşmadan yutacaktı.
Ardından...
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
³ ♡ ³
Jimin
Apartman Tanrıları benden nefret ediyordu.
Arabasının arka koltuğunda yaşadığımız o talihsiz öğleden beri Jeon Jungkook'la ilgili hiçbir şeyle ilgilenmemeye çalışıyordum. Bir yanım hâlâ biraz aşağılanmış hissediyordu, çünkü çöküşüme tanık olmuştu. Fakat diğer yanım hayatımın en iyi seksi olduğunu unutamıyordu.
Hâlâ evliydim.
Ve tanıştığım en büyük pislikle tekrar yatmak istiyordum.
Jungkook beni de kendisiyle cehenneme sürükleyemeyecekti.
Buna rağmen geçtiğimiz hafta boyunca, o adama şimdiye kadar sahip olduğum tüm diğer komşulardan daha fazla yaklaştım. Hatta bir keresinde onunla çarpıştım. Bana, ondan para isteyen bir serseriymişim gibi bakmış ve basit bir özür bile dilemeden beni orada bırakıp gitmişti.
Sık sık karşılaşmamızın bizi birbirimize daha da yakınlaştıracağı düşünülebilirdi. Ancak sonunda neşeli günaydınlarımdan birini, tatsız bir ifadeyle öğlen olduğunu söyleyerek yanıtlasa da hâlâ Cady Heron ve Regina George kadar yakındık.
(Düşman karakterler.)
Kolumdan beş alışveriş torbası sarkarken topuklularımla modern beton zeminde ses çıkararak yürüyor ve başımdaki hasır şapkayı düzeltmeye çalıyordum. Bu öğleden sonra Valentina ile sonbahar için birkaç parça kıyafet almak üzere dışarı çıkmıştım. Ona Jungkook'u ve onunla arabasında korunmasız bir şekilde sert seks yaptığım gerçeğini henüz anlatmamıştım ve anlatmayacaktım da. Doğru olmayan çıkarımlarda bulunmaya başlardı.
Kapılar kapanmaya başladı ama son anda bir el araya girerek kapıları açık tuttu. Asansöre Jungkook bindi.
Bakışları yukarı kayıp gözlerimi buldu.
Gerildim ve yana kayarak ona ihtiyacından çok daha fazla yer verdim. Yoğun varlığı bir metrelik alanı dolduruyordu ve bugünlerde ondan uzak durmak için elimden geleni yapıyordum. Edepsiz düşünceler ile kalp çarpıntıları girdabı gibiydi. Üstelik o kadar seksi ve sinir bozucuydu ki ona ne kadar yaklaşırsam, dişlerimi kolunun arkasındaki kaslara geçirme isteğim o kadar artıyordu.
Asansör kapanırken ikimiz de kapılara baktık. Bir başkasının daha asansöre binmesini diledim ama gelen olmadı.
Dediğim gibi: Apartman tanrıları benden nefret ediyordu.
