Jimin başından beri Jungkook'a ait olduğunu bilmiyordu.
O Jungkook'un hem yenilgisi hem de büyülenişiydi.
Ya da çılgın bir takıntısı...?
³³³³³³
Saçlarımı yanaklarıma çarpan buz gibi bir esinti, neredeyse sözlerini bana ulaşmadan yutacaktı.
Ardından...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
³ ♡ ³
Jimin
Pankek gibi bir şey kokuyordu ama midemi bulandırdı.
Oysa ben pankeke bayılırdım.
Yataktan çıktım ve dişlerimi fırçalayıp saçlarımı taradım. Mutfağa gittiğimde Jungkook'u ocağın başında buldum. Üstü çıplak ve saçları ıslaktı. Onun, bu pek kimsenin göremediği gündelik halini seviyordum. Bu haldeyken bana aitti.
Läkin kollarımı beline doladığımda gerildi. İçime bir şüphe düştü. Son birkaç gündür sessizdi ve güvensiz bir yanım bunun ne anlama gelebileceği konusuna takmıştı. Geçen hafta bana açıldığından beri her şey yolunda gitmişti; çünkü henüz ona daha fazlasını sormamıştım. Acınasıydı, biliyordum ama bir sonraki sorumun onu sonsuza kadar uzaklaş tıracağından korkuyordum. Ve bu riski almak, karanlığın eşiğine ayak basmak gibi geliyordu.
Ondan uzaklaştığımda, "Aç mısın?" diye sordu.
Tezgahın üzerindeki tabağa baktım ve burnumu kırıştırdım. "Henüz değilim." Dolaptan portakal suyunu alıp bir bardağa doldurdum.
Ağzından çıkan sonraki kelimeler, ilk ferahlatıcı yudumun boğazımda kalmasına neden oldu.
"Evlenmeliyiz."
Öksürdüm, gözlerim sulanmıştı. Yavaşça bardağı adaya koydum ve çenemdeki meyve suyunu sildim.
"Sanırım seni yanlış duydum."
Bana döndü, gözleri derin ve anlaşılmazdı. "Evlenmeliyiz dedim."
İçim buz kesti. "Ne?"
"Beni duydun, Jimin."
Nabzım hızlandı. "Daha ne kadardır birlikteyiz de... Bir ay falan oldu."
Alaycı bir ses çıkardı. "Sen kahrolası yıllar boyunca benimdin."
Sesindeki inanç kanımda gezindi ve kalbime yerleşti. Şok yüzünden dengem bozulmuştu ve nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Aramıza biraz mesafe koymak için adanın etrafında yürüdüm; düşünmek için alana ihtiyacım vardı.
Ona döndüm. "Sana evlilik konusundaki hislerimi söylemiştim."
Başını iki yana salladı, gözleri ağır bir şeyle titriyordu. "Onların gerçekçi beklentiler olmadığını biliyorsun. Belki başka biri için olabilir ama senin için değil."
