Jimin başından beri Jungkook'a ait olduğunu bilmiyordu.
O Jungkook'un hem yenilgisi hem de büyülenişiydi.
Ya da çılgın bir takıntısı...?
³³³³³³
Saçlarımı yanaklarıma çarpan buz gibi bir esinti, neredeyse sözlerini bana ulaşmadan yutacaktı.
Ardından...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
³ ♡ ³
Jimin
Arka planda çalan hafif asansör müziği, eczanenin koridorunda yürürken kulağıma çığlık sesi gibi geliyordu. İç çekerek şakaklarımı ovuşturdum. Silah sesleri bende her zaman korkunç bir migren ağrısı yaratıyordu.
Bugünkü öğle yemeğinin Titanik yolculuğu kadar sorunsuz geçtiğini söyleyebilirdik. Ya da azıcık dramatikti demek daha doğru olabilirdi, sonuçta sadece bir ölü vardı. Bununla birlikte, yakın gelecekte Nico ile çok yanlış bir kız arasında aşk hikâyesi yaşanacağını görebiliyordum. Bugünkü bir ölü de bunun kanıtıydı aslında.
Raftan bir şişe ibuprofen aldım ve sepetime attım. Kargaşa başladığında raftaki ojeleri inceliyordum.
"Herkes yere yatsın, hemen!" Siyah kar maskeleri takan iki adam mağazanın kapısını çarpıp içeri daldı. "Yere dedim!" Daha uzun olan tavana bir el ateş etti.
"Tanrı aşkına," diye mırıldandım.
Birinin bakışları bana kaydı. Gözlerim kocaman olurken yere çöktüm.
Biri ağlıyordu. Bir bebek bas bas bağırıyordu. Bir başkası Meryem Ana'ya dualar ediyordu.
Maskeli adamlar etrafı kolaçan ederek reçete tezgahına doğru ilerlediler. İnsanlara karşı çok düşüncesiz olduklarını söyleyebilirdim. "Bize istediğimizi verirseniz, kimse zarar görmez."
Ağrı kesici şişesini açmaya çalışırken zorlandım. Sert bir şekilde çekince kapak elimden fırladı ve haplar yere saçıldı. Koridorun karşısında, çantasına sıkı sıkı sarılmış sarışın bir kadın bana inanamayarak baktı. Ona gözlerimi devirmemek için kendimle savaştım. Sanki kendisi hiç yanlış zamanda migren ağrısı geçirmemişti. Ağzıma iki tablet attım.
"Bize yalan söylemeyin! Daha fazlası vardır!"
"Daha fazlası yok, efendim."
Sepetimdeki bir ojeyi alıp salladım. Parmağıma kırmızı oje sürerken karşıdaki kadının inanamayan bakışları tenimi yaktı. Burnumu buruşturdum. Fazla Noel havasındaydı bu renk.
Uzaktan siren sesleri gelmeye başladığında adamlar çılgına döndü. Toparlanma sesleri geldi, ardından kapı açıldı ve adamlar gitti.
Ayağa kalktım, zeytin yeşili elbisemdeki kiri silkeledim ve yarısı boş hap şişemle kasaya doğru yöneldim.
