Jimin başından beri Jungkook'a ait olduğunu bilmiyordu.
O Jungkook'un hem yenilgisi hem de büyülenişiydi.
Ya da çılgın bir takıntısı...?
³³³³³³
Saçlarımı yanaklarıma çarpan buz gibi bir esinti, neredeyse sözlerini bana ulaşmadan yutacaktı.
Ardından...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
³ ♡ ³
Jimin
Sıcaktı.
Ve neden yorganım yirmi kilo ağırlığındaydı? Yuvarlanmaya çalıştım ama hareket edemedim.
Ağır kafa karışıklığı ve bilinçsizlikle savaşırken beni neyin tuttuğunu anladım. Odamda biri vardı. Yatağımda. Panik damarlarıma hücum etti ve gözlerim açıldı.
"Uyumaya devam et, malyshka."
Kalbim yeniden atmaya başladı.
"Tanrım," derin bir nefes alarak rahatladım. "Senin bir seri katil olduğunu sandım."
Kısık sesli bir kahkaha attı. "Pek farkım yok."
Yirmi kiloluk battaniye sadece beni saran koluydu ve sıcaklık... Bana bastırdığı bedeniydi. Henüz gün doğmamıştı ama oda yine de aydınlıktı. Her gece yaptığım gibi banyonun kapısını ve ışığı açık bırakmıştı. Bunu düşünmesi, kalbimin göğsümde ağırlaşmasına neden oldu. Ama artık yalnız olmadığıma göre, burası utanç verici bir şekilde aydınlık görünüyordu.
Yutkundum. "Seni uyutmuyorsa muhtemelen ışıksız da uyuyabilirim." Sadece düşüncesi bile soğuk soğuk terlememe neden oldu.
"Uyuyabiliyorum."
Ona inanıp inanmadığımı bilmiyordum ama sertleşmiş olduğunu fark edince bu aklımdan çıktı. Kıpırdanıp ona sürtündüğümde boğazından bir inleme yükseldi. Tanrım, Jungkook o kadar sıcak ve yarı çıplaktı ki sadece vücudunu benimkine bastırması bile zevkten ayak parmaklarımın kıvrılmasına neden oluyordu. Jeon Jungkook'la sarılarak yatmanın bu kadar iyi hissettirdiğini bilseydim, sırf bunun için bile yıllar önce yatağına girerdim.
Kendimi durduramadım ve popomu ereksiyonuna doğru bastırdım. Kalçamı tuttu. Beni durduracağını sandım ama bunun yerine beni kendisine daha çok yaklaştırdı. Kalçalarımı döndürürken çarşafların hışırtısı ve nefeslerimizin sesinden başka bir ses yoktu. Üzerimde bir sıcaklık sürükleniyor, deliğimde bir kasılmaya neden oluyordu.
Kollarının arasında döndüm. Ben üzerine binerken sırtüstü yattı. Ellerini bacaklarımda gezdirdi, yarı kapalı gözleri çıplak vücudumu süzdü.
Bakışlarım dudaklarına kaydı. Benden başka birini öpmediğine inanamıyordum. Tanrı aşkına, adamın buradan Çine kadar sıraya girmiş gönüllüleri vardı. Yine de itiraf et meliydim ki, tek kişi -o konudaki tek deneyimi- olduğum gerçeği inanılmaz derecede ateşliydi.
