25

531 61 13
                                    







³ ♡ ³

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

³ ♡ ³

Jimin



Artık sadece başka bir üçüncü seferdim.

Bunu biliyordum.

O da biliyordu.

Muhtemelen kahrolası hostes bile biliyordu.

Yatağın ayakucunda oturuyordu, dirseklerini dizlerine dayamıştı. Pişmanmış gibi gelmiyordu, sadece çok ama çok düşünceliydi. İhtiyatlıydı. Dünya hakimiyeti planlarının böyle yapıldığını hayal ediyordum.

İç çektim ve bir kedi gibi esnedim. "Tanrım, açlıktan ölüyorum."

"Açlığın ne olduğu hakkında hiçbir fikrin yok." Sözcükleri, sanki bunu söylediğinin farkında bile değilmiş gibi yumuşak ve dalgın bir şekilde çıkmıştı.

Bir an afalladım.

Çünkü artık bu adamın hayatının bir noktasında aç kaldığını biliyordum.

Üzerinde fazla durmadım, yoksa sorular konfeti gibi ağzımdan fırlayacaktı ve ikimiz de onun açılma konusunda ne hissettiğini biliyorduk.

Ben gömleğini alıp üzerime geçirirken Jungkook hala düşünceler âlemindeydi. Düğmeleri ilikleyerek kapıya doğru yürüdüm. Yanından geçerken bileğimi tuttu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Fıstık bulmaya gidiyorum. Büro'nun çalışkan adamının parasıyla savurganlık yapıp biraz da çikolata alacağım."

Bacaklarının arasında durana dek beni yanına çekti. "On dakika önce indik."

"Öyle mi?" Kaşlarımı çattım. "Bunu nasıl kaçırdım?"

Gözlerinde seksi bir şey oynadı. "Tanrı'ya seslenmekle çok meşguldün."

Keşke bunu yapmasaydım ama kendime engel olamadım. Kızardım.

Başparmağını yanağımda gezdirdiğinde yüreğim sıcacık olup adeta eridi.

"Benden nefret ettiğini söyle, malyshka."

Bunu çok derin ve şiddetli bir şekilde söylemesi damarlarımdaki kanın akışını yavaşlattı. Bana vücudunun benimki üzerindeki ağırlığını hatırlatmıştı. Beni tutan ellerini...

Crazy Obsession ° jikookWhere stories live. Discover now