20

543 63 11
                                    



³ ♡ ³

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

³ ♡ ³

Jimin




İkinci kocamın cenazesi, eylül ortasında gerçekleşti.

Ağaçların arasından sızan güneş ışığı, siyahın her tonunu gölgeleyerek mezarlığın zeminini aydınlatıyordu. Siyah kalpler, siyah takımlar, siyah elbiseler. Cilalı ayakkabılar ve Glocklar. Los Zetas, kara bir deniz şeklinde saygılarını sunmaya gelmişti.

Hafif bir esinti, omzumdaki şalı dalgalandırdı. Ne kadar ürkütücü görünse de bu, evlendiğim andan beri beklediğim bir gündü. Farklı hissedeceğimi düşünmüştüm. Özgür hissedeceğimi. Ancak şu an hiçbir şey hissetmiyordum. Uyuşukluk bedenime yayılmış, her damarımı doldurmuştu.

Elena, Nico ve kalabalığın geri kalanıyla birlikte parlak arabaların olduğu sıraya doğru yol almadan önce elimi sıktı.

"Gitmeye hazır mısın?" diye sordu Lorenzo.

"Eve başka bir arabayla giderim. Yapmam gereken bir şey var."

"Tamam. Ama beladan uzak dur."

Ellerimi pantolonumun ceplerine sokarak mezarlıkta ilerledim. Mezar taşı küçük ve basitti. Onu ilk defa ziyaret ediyordum. Daha önce bunu hiç istememiştim.

Sydney Brown yazıyordu taşta. Kıymetli Bir Evlat ve Arkadaş.

Doğru kelimeleri arayarak uzun bir süre arkadaş kelimesine baktım.

"Üzgünüm," diye fısıldadım. "Benimle tanıştığın için, seni bu dünyayla tanıştırdığım için üzgünüm. Antonio'yla tanıştırdığım için..." Sesim kısıldı. Yanağımdan akan bir damla yaşı sildim. "Çok üzgünüm."

Sydney'yi uzun zaman önce affetmiştim ama onu çarpık hayatıma sürüklediğim için hissettiğim suçluluk hâlâ göğsümde bir yaraydı.

Bakışlarım yan taraftaki harekete takıldı.

Cenaze alayı gitmişti ama Jungkook kalmıştı. Arabasının yanında duruyordu, elleri ceplerinde ve bakışları üzerimdeydi. Bakışları, güneş ışığı gibi tenime dokunacak kadar düşünceli ve sıcaktı.

Dairesine gittiğim geceden beri onu görmemem tamamen şanstı. Onunla en derin, en karanlık sırrımı paylaşmıştım; saf bir şekilde bunun bir anlam ifade ettiğine inanmış ve sert bir şekilde geri çevrilmiştim. Onu ne zaman düşünsem, reddedilmenin keskin sızısı hâlâ canımı yakıyordu. Şaşırdığım şey ise bunun her gün daha sık olmasıydı.

Crazy Obsession ° jikookWhere stories live. Discover now