13

562 61 18
                                    

³ ♡ ³

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

³ ♡ ³

Jimin

Yerimde zıpladım. "Koş, Blackie, koş!"

Atlar bitiş çizgisine doğru koşarken tribün sallanıp gümbürdedi. Atların kulakları geriye savruluyor, toynaklar kire bulanıyor, kasları terle parlıyordu. Adrenalin, kara bulutların az önce getirdiği yoğun nem gibi havayı doldurdu. Ağustos sonu yaklaşıyordu ama sıcak bir türlü bitmek bilmiyordu.

Görünümümde, Fırlama Kızlar filminin yıldızı Cher Horowitz'in dolabından ilham almıştım. Babasının üzerine bir şey giymeden evden çıkmasına izin vermeyi reddettiği şu küçük beyaz elbiseye benzer bir şey giymiştim. Babalarla bazı sorunlarım vardı, bu yüzden bulutlar yağmurla ağırla- şırken öylece küçük beyaz bir elbise ve ince bir hırkaylaydım.

Atlar bitiş çizgisini geçtiğinde gök gürlemeye başladı. Oturup jokeylerin atlarını pistten çıkarmalarını ve pisliğin çamura dönüşmesini izledim.

Omzuma, üçüncü parmağında şatafatlı bir safir yüzük olan bir el kondu. "Eminim bir dahaki sefere şansın yaver gider canım."

"Kazanamayacağını biliyordum."

Yetmiş yaşında bir dul olan Patricia çantasını kaptı. "Kalbinle bahis oynamak konusunda ne demiştim? Bu sana tek kuruş bile kazandırmaz." Kolumu okşadı. "Eh, eminim bir gün öğrenirsin. Şimdi izin verirsen, gidip kazancımı toplamalıyım."

Kocaman mavi gözleri olan küçük bir kız, önümdeki koltuktan bana baktı. Ebeveynleri başka bir çiftle sohbet ediyordu. Elindeki gazoz şişesi o kadar büyüktü ki iki eliyle tutmak zorunda kalmıştı. "Madem kazanamayacağını biliyordun, neden onun üzerine bahse girdin?"

"Başaramayacağını bilsen bile birinin sana inanmasını istemez miydin?"

Başını onaylarcasına salladı. "Vah vah!" Küçük kız gazozunu höpürdetirken bana baktı. "Yağmura çıktığında aptal gibi görüneceksin."

İç çektim ve ayağa kalktım. Elbisemi kalçalarımdan aşağı çektim ve kendimi New York'un beklenmedik havasına hazırladım.

Dışarıdaki kemere yeni ulaşmıştım ki tanıdık bir yüz görünce durdum.

"Jimin." Vincent'ın gülümsemesi zorakiydi. "Seni burada bulacağımı düşünmemiştim."

"Elbette buradayım. Bu, Blackie'nin son yarışı. Emekliliğinde ona iyi dileklerde bulunmak zorundaydım." Aramızda hafif yağmur damlaları duyulduğunda dudağımı ısırdım. "Bugün bir yolculuğa çıkacağınızı sanıyordum?"

Crazy Obsession ° jikookWhere stories live. Discover now